Darbenin üzerinden 45 yıl geçti: Demokratik bir geleceği birlikte kuralım 2025-09-12 12:38:38   HABER MERKEZİ - 12 Eylül askeri darbesinin 45'inci yıl dönümü dolayısıyla yapılan açıklamalarda, darbe uygulamalarının devam ettiğine işaret edilerek, demokratik bir geleceğin inşasına vurgu yapıldı.    12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 45 yıl geçti. Darbenin yıl dönümü dolayısıyla açıklama yapan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından yapılan açıklamada, 12 Eylül’ün "halkların, en çok da Kürt halkının iradesine yönelmiş topyekûn bir saldırı" olduğu vurgulandı.    Açıklamada, darbenin binlerce insanın yaşamında derin izler bıraktığı gibi, halkların iradesinin yok sayılmasına neden olduğuna işaret edilerek, şunlar belirtildi: "Başta Kürt halkı olmak üzere, farklı kimlikler ve toplumsal kesimler bu karanlık rejimin hedefi olmuş, dilimiz, kültürümüz ve kimliğimiz suç sayılmıştır. 12 Eylül, yalnızca bir askerî müdahale değil; aynı zamanda devletin tüm kurumlarıyla şekillendirdiği bir ‘darbe rejiminin’ miladı olmuştur. Bugün hâlâ yürürlükte olan 1982 Anayasası başta olmak üzere birçok yapısal düzenleme, bu darbe zihniyetinin ürünüdür. Vesayet rejiminin kurumsallaşması, halk iradesinin bastırılması, demokratik siyaset alanının daraltılması bu dönemin mirasıdır. Bugün yaşadığımız krizlerin, hak ihlallerinin, siyasal baskıların ve toplumsal kutuplaşmanın kökeninde hâlâ darbe zihniyetinin izleri vardır.    12 Eylül’ün yarattığı rejim, halkları birbirine düşman eden, kimlikleri bastıran, emekçileri yoksulluğa mahkûm eden bir zihniyetin devamıdır. Bu nedenle demokratik siyaset, sadece bir yöntem değil; aynı zamanda bu karanlık zihniyetle hesaplaşmanın, barışın ve toplumsal özgürlüğün temel yoludur. Bu temelde, Türkiye ve Kurdistan halklarının demokratik hakları ve özgürlükleri için yürüttüğümüz mücadele, aynı zamanda darbelerle ve onların güncel yansımalarıyla mücadeledir. Barışçıl, özgür ve eşit bir toplumsal yaşamı inşa etmek; halkların birlikte yaşama iradesini güçlendirmek, bu karanlık geçmişle yüzleşmekten geçer. Demokratik bir anayasa, çoğulcu bir siyasal sistem ve adil bir toplumsal düzen, darbe zihniyetine karşı en güçlü yanıt olacaktır. Bu bağlamda darbe zihniyetine karşı verilecek en etkili ve sonuç alıcı yanıt ise; Demokratik temelde gerçekleşecek olan toplumsal dönüşümdür! Bu vesileyle, 12 Eylül darbesinde yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor, tüm toplumsal kesimleri barış, adalet ve özgürlük temelinde demokratik bir geleceği birlikte kurmaya çağırıyoruz.”   İHD AÇIKLAMASI    İnsan Hakları Derneği (İHD), "Darbelere karşı demokrasiyi, otoriterliğe karşı özgürlükleri savunuyoruz" açıklaması yaptı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "12 Eylül darbesinin üzerinden tam 45 yıl geçti ancak hala; #12Eylül darbecileri tarafından yapılan 1982 tarihli darbe anayasası ile yönetiliyoruz. Darbe anayasası ile hayatımıza sokulan kurumlar yanında, insan hakları normlarının, demokrasi ilkelerinin ve yürürlükteki hukukun dahi yok sayılması, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi temel hak ve özgürlükleri kullanılamaz hale getiren yasak ve baskılar, nefret saldırılarının ve ırkçılığın desteklenmesi, tüm itirazların susturulması amacıyla işkence ve kötü muamelenin yaygınlaştırılması, hukuki dayanaktan yoksun tutuklama ve cezalar, her yıl yenileri eklenen yüzlerce hapishane, sistematik tecrit, ağırlaştırılmış müebbet, infaz yakma, işkence ve kötü muamele ve benzeri infaz uygulamaları ile ölüme terk edilen mahpuslar, güvenlik soruşturması bahanesi ya da asılsız suçlamalarla muhaliflerin iş akitlerinin feshi ve benzeri devasa sorunlar ile, 12 Eylül zihniyeti halen iş başında.   Anayasa ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırı, hak ve özgürlükleri yok sayan yeni düzenlemeler yapılmış, hak ve özgürlüklerin ihlaline karşı siyasi iktidarı durduracak, denetleyecek mekanizmalar tamamen ortadan kaldırılmış, halk hukuk güvenliğinden yoksun bırakılarak hak ihlalleri, keyfiyet/ hukuk dışılık adalet ve emek mücadelesi alanına, ekoloji mücadelesine, LGBTİ’lere ve kadınlara karşı genişletilerek devam ettirilmiştir.   Hukukun siyasallaştırılması 19 Mart 2025 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının gözaltına alınması ve tutuklanmasıyla zirveye çıkmış, o tarihten sonra da CHP’li belediye başkanlarına yönelik yargı ve idari baskılar, tutuklamalar hız kesmemiştir. Son olarak Siyasal Partiler Kanunu, Seçim kanunu ve Yüksek Seçim Kurulu Kanunu askıya alınarak Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyım atanmıştır.   Otoriterleşme yolundaki ısrarına rağmen, darbe karşıtı olduğunu söylemekten vazgeçmeyen hükümeti; 12 Eylül’le ve sonrasında yaşanan darbelerle hesaplaşmaya çağırıyoruz. Ne askeri vesayet ne de siyasi vesayet."