Êlih'te panel: Barışı örgütlemek zorundayız

ÊLIH - İHD’nin düzenlediği panelde Konuşan Gazeteci-Yazar Metin Yağın, barışı örgütlemenin önemine vurgu yaparak, “Nerede bir politik hareket gerilemişse oradan mafya çıkmış. Bu yüzden toplumsal olarak barışı örgütlememiz gerekiyor" dedi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Êlih Şubesi, Petrol İş Sendikası Konferans salonunda "Türkiye'de barış süreci ve dünya örnekleri" başlıklı panel düzenledi. "İnsan hakları ile barış, barış ile insanlık kazanır" pankartının açıldığı panele Sayasi Parti ve Sivil Toplum Örgütü temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Moderatörlüğünü Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Êlih Şube Eşbaşkanı Ramazan Bilmez’in yaptığı panelde, dünyanın farklı yerlerinde sürdürülen barış süreçleri ile Kürdistan ve Türkiye’de başlanan süreçlerin benzer yanları tartışıldı.
 
Panelde konuşan Gazeteci-Yazar Metin Yeğin, barışın zafer olmadığını, karşılıklı bir uzlaşma olduğunu belirtti. Yeğin, "Barış ne özgürlük, ne zafer ne de devrimdir" dedi. Barış müzakerelerinin ortaya çıkmasındaki etkenlerden birinin uluslararası durumlar olduğunu söyleyen Yeğin, “Savaşlarla bir yere gidemeyeceği için tekrar bu işin çözümlenmesi gerektiğini biliyorlar” şeklinde konuştu.
 
‘BARIŞI ÖRGÜTLEMEK ZORUNDAYIZ’
 
Barışı örgütlemenin savaşı örgütlemekten daha zor olduğunu vurgulayan Yeğin, bu yüzden barışı örgütlemek zorunda olunduğuna değinerek, “Bu yüzden siyasal hareketten bir şey beklememek zorundayız. Ya da devletin yaptığı toplantılardan, 'onlar ne diyecek' gibi beklentilerin olmaması lazım. Esas mesele şudur; barışı toplumun talep etmesi gerekiyor. Bu yüzden esas olarak barışın toplumsallaşması gerekiyor. Barışla birlikte adaleti tesis etmek gerekiyor. Eğer adalet tesis edilmezse bu sefer mafya ve çete durumuna düşülüyor. Dikkat ederseniz nerede bir politik hareket gerilemişse oradan mafya çıkmış. Bu yüzden barışı örgütlememiz gerekiyor” diye konuştu.
 
‘SÜRECİN RUHUNA DENK BİR BARIŞ İSTİYORUZ’
 
Êlih Barış Annesi İnisiyatifi üyesi Meyase Akdağ, 20 yıldan fazladır barış için mücadele vermelerine rağmen devlet tarafından buna dönük adım atılmamasından yakındı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta başlattığı sürece değinen Meyase Akdağ, “Serok bu süreci başlattı. Bu sürecin ruhuna denk bir barıştan başka bir şey istemedik. Biz ağladık başka anneler ağlamasın diyoruz. Ömrümüzün sonuna kadar da barışı savunmaya devam edeceğiz” dedi.
 
Özgür Kadın Hareketi (TJA/Tevgera Jinên Azad) Aktivisti Ayla Akat Ata da 27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının tarihi bir deklarasyon niteliğinde olduğuna değinerek, “PKK’nin ardından yaptığı kongre ile kendini fesih etti ve bir törenle silahlarını yaktı. Tabi silah yakma çok anlamlı bir şey. Demek istenilen, bu silahları birilerine vermek değil de bir daha kullanılmamak üzere imha etmek anlamı vardı. Bir diğer mesaj ise, ‘Biz silahlarımızı imha ettik. Haklarımız için silahlı mücadele etmeyeceğiz. Ama haklarımızdan da vazgeçmedik, mücadelemiz sürecek’ demek istendi” şeklinde konuştu. 
 
Ayla Akat Ata, “Barıştan sonra bizim daha güçlü olmamız ve hazır olmamız lazım. Örgütlülüğümüzü daha da güçlendirmemiz lazım. 2014 sürecinde bütün kurumlarımıza saldırı oldu ama tekrardan hep birlikte daha güçlü bir şekilde bugüne geldik. Bundan dolayı ne olursa olsun mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
 
Panel, soru cevap şeklinde son buldu.