ŞIRNEX - Hepatit-B ve verem hastası olan tutsak Tenzile Acar, kelepçeli muayene dayatması nedeniyle 3 yıldır tedavi olamıyor. Anne Rısmiye Acar, "Bütün hasta tutsaklar serbest bırakılmalı ve tedavileri dışarıda yapılmalı" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Hapishane Komisyonu’nun verilerine göre; cezaevlerinde 335’i ağır olmak üzere toplam en az bin 412 hasta tutsak bulunuyor. Ağır hasta tutsaklardan 230’u tek başına yaşamını idame ettiremiyor ve 105’inin desteğe ihtiyacı var. Hastalıklarından kaynaklı sürekli hastanede düzenli olarak tedavi olması gereken hasta tutsaklar, tedavi süreçlerinin aksatılması, ring araçlarında darp, hastane sevklerinin yapılmaması, yetersiz beslenme, ağız içi arama ve kelepçeli muayene dayatması nedeniyle tedaviye erişemiyor. Bunlardan biri de İHD'nin hasta tutuklu listesinde yer alan kronik Hepatit-B ve ağır tüberküloz (verem) hastası Tenzile Acar.
21 Mart 2017’de İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinden bulunan Kanarya Mahallesi’nde polis tarafından yapılan kimlik kontrolü sırasında gözaltına alınan Tenzile Acar, gözaltında tutulduğu süreçte ağır işkencelere maruz bırakıldı. “Örgüt propagandası yapmak” ve “örgüte üye olmak” iddialarıyla tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Tenzile Acar’a, yargılandığı davada 15 yıl hapis cezası verildi. Tenzile Acar'ın Hepatit B hastalığı, tedavisi yapılmadığı için bu süreçte tüberküloza dönüştü. Nefes almakta zorlanan Tenzile Acar, kelepçeli muayene dayatmasına karşı çıktığı için yaklaşık 3 yıldır hastane düzenli muayene olamıyor.
Tenzile Acar’ın annesi Rısmiye Acar (48), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ile başlayan sürece dikkat çekerek, hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu.
'YILLARDIR HASTANEYE GÖTÜRMÜYORLAR'
Kızının gözaltına alındığı süreçte ağır işkencelere maruz bırakıldığını belirten Rısmiye Acar, “18 gün işkencede kaldı. Kızım cesaretli bir kız. Arkadaşları tarafından sevilen biridir. Hep arkadaşlarına yardımcı olur. Tutuklandıktan sonra hastalıkları arttı. Ama hastaneye götürmüyorlar. Hasta bir insan tedavi olmak ister. Ancak benim kızımı tedavi etmiyorlar. Yıllardır hastaneye götürmüyorlar. Gitmek istiyor ancak taleplerine cevap verilmiyor. İlk yıllarda birkaç kez götürüldü ancak kelepçeli muayene edilmek istendi. Kadın olmasına rağmen erkek görevliler de içeri girmek istiyordu. Kızım bu durumu kabul etmedi” diye konuştu.
‘MÜJDELİ HABER BEKLİYORUZ’
Cezaevlerinde tutsak olan birçok hasta tutsağın kelepçeli muayene dayatması ve ağız içi arama gibi uygulamalar nedeniyle tedaviye ulaşamadıklarını ifade eden Rısmiye Acar, “Bütün hasta tutsaklar serbest bırakılmalı ve tedavileri dışarıda yapılmalı. Müjdeli bir haber duymak istiyoruz. Cezaevlerinin kapısı bir an önce açılmalı. Hiçbir anne cezaevinden çocuklarının tabutunu teslim almamalı. Annelerin yüreği yanmamalı. Barış olursa anneler artık ağlamaz” dedi.
‘SÜREÇ UMUDUMUZU BÜYÜTTÜ’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin tutsak ailelerinin umudunu büyüttüğünü kaydeden Rısmiye Acar, devamında şunları söyledi: “Biz barış olmasını istiyoruz. Her gün güzel haberler bekliyoruz. Devlet üstüne düşeni yapmalı ve somut adım atmalıdır. Sayın Öcalan barış için elinden gelenden fazlasını yapıyor. Büyük adımlar atıyor. Ama buna karşı devlet daha bir adım atmadı. Sayın Öcalan’ın sözleri barış umudunu büyütüyor. Bütün tutsak aileleri bu sürece dört elle sarılmalı. Tutsak aileleri el ele verirse güzel şeyler olacak.”
MA / Emrullah Acar