Engellenen Abdullah Öcalan röportajı 28 yıl sonra yayınlandı

HABER MERKEZİ - Gazeteci Fatih Altaylı’nın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yaptığı röportaj 28 yıl sonra ilk kez yayınlandı. Abdullah Öcalan, çözüm için “Yeter ki diyalog olsun, biz yarın bütün silahları susturalım” demişti.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1997’de Lübnan’ın Bar Elias kentinde gazeteci Fatih Altaylı ile yaptığı yaklaşık 30 dakikalık röportajın ilk bölümü 28 yıl sonra ilk kez yayınlandı. Özgür Düşünceler sitesinde yayınlanan röportaj, Balıkesir'in Susurluk ilçesinde 3 Kasım 1996'da meydana gelen ve Türkiye gündemine oturan “Susurluk Kazası”, devletin içindeki çete yapılanmaları ve Abdullah Öcalan’ın barış ısrarlarını kapsıyor. Röportaj, “Terörle Mücadele Kanunu’nun 8. ve 30. maddeleri” gerekçe gösterilerek, çekildiği dönem yayınlaması engellenmişti. 
 
Röportajda, 1996’daki “Susurluk Kazası”nı önemli bir dönüm noktası olarak nitelendiren Abdullah Öcalan, “Türkiye tarihindeki çok bazı önemli vakalar vardır. İşte 31 Mart vakası, daha da geriye gidersek Osmanlı tarihinde benzer Alemdar Mustafa Paşa vakaları gibi çok kötü bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirmek istiyorum.  Susurluk vakası demek bana oldukça dar geliyor. Kaza olduğu söyleniyor. Kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir kilometre taşı rolü oynayacağa benziyor” dedi.  
 
“Susurluk Kazası”nda ölen Abdullah Çatlı’nın kendisine yönelik suikast girişimleri olduğunu hatırlatan Abdullah Öcalan, “Gazeteler yazdı 1994’te 250 milyar lira, 1996’nın Mayıs ayında ise 500 milyar liradan bahsediliyor. İki suikast girişimi de başarısız oldu. Sedat Bucak, Çatlı ve özel tim dairesinden bazı kişilerin bu faaliyetlerde rol aldığı çok açıktı. Biz bazı yakalamalarda bunları gördük. Susurluk olayında yer alan ‘kahramanlar’ veya figüranlar-piyonlar çok iyi iş yaptık diyorlarsa -Tansu Çiller ‘devlet için kurşun sıkan kahramandır demişti- eğer Türkiye için başarsaydılar kahraman olarak ilan edile bilinirlerdi ama bunlar başarısızdır” ifadelerini kullandı. 
 
DEVLET İÇİNDE ÇETE YAPILANMALARI 
 
“Susurluk Kazası”nda yer alan Sedat Bucak’ın “Benim 25 bin silahlı adamım var” dediğini hatırlatan Abdullah Öcalan, “Bular başarısız olmaktan öteye başka işlere de karışmışlardır. Bunu ben söylemiyorum. Arabanın içinden susturucular, uyuşturucu bulunmuştur. Çatlı 17 yıldır çok önemli cinayetlerden, Bahçeli katliamından aranmaktadır. Birisi milletvekili, biri emniyet müdürü biriside kanun kaçağıdır. Bunlar bir araya geliyor ve bunun gerekçesi ise ‘Abdullah Öcalan’a suikast yapacaklarmış. Yapıp başarılı olsalardı devlet alkışlayabilirdi ama olmadı. Bu ‘kahramanlar’ neden başarısız oldular? Acaba bunları işi sadece suikast mıydı? Acaba suikast perdesi adı altında ne kadar başka işler ile uğraştılar? Eğer beni vursalardı bravo derdim ben onlara. Bucak’ın öldürdüğü PKK’li sayısı bir elin parmak sayısını geçmez. 25 bin maaşlı, silahlı adamı var. Kısa bir sürede milyarları aldığını herkes biliyor. Devlet adeta ona trilyonlar vermiş. Siverek’te inşa ettiği havuzlu saraylar var. Kendisi ‘benim 25 bin silahlı gücüm var’ diyor. Bu bir devlet gücüdür. Çatlının 4 tane şirketi olduğunu gazeteler yazıyor. Kocadağ’ın İstanbul’da ne kadar etkili olduğun söyleniyor. Tüm bunlar devlet içinden bir devlet demek. Bunu yalnız Apo suikastı ile izah etmek kesinlikle bana gerçekçi gelmiyor. Biraz daha deşilirse çeperin küçük bir kısmının uyuşturucunun kontrolünü ele geçirmişler. Bunu herkes biliyor” diye konuştu. 
 
‘MUAZZAM BİR SAVAŞ VE UYUŞTURUCU RANTI OLUŞTU’
 
Gazetelerin Sedat Bucak’ın Sewêreg’teki (Siverek) arazilerde afyon ektiğini yazdığını hatırlatan Abdullah Öcalan, “Çatlı’nın İsviçre, ABD ve Azerbaycan’a gitti ve uyuşturucu nedeniyle tutuklandı. Yüksekova’da özel tim uyuşturucu kontrolü için Savaş Buldan ve Behçet Cantürk’ü katletti. ‘Kürt uyuşturucu mafyası’ dedikleri -ben böyledir demiyorum- hepsi temizlendi. Buna Kürdistan’daki kaçakçılık işleri de dahildir. Bana özel tim silah satmak istedi. Bütün silah kaçakçıları Kürdistan’da, İstanbul’da satıyorlar. Afganistan’dan Orta Avrupa’ya kadar organize bir şebekeyle karşı karşıyayız. Şimdi bütün bunların hepsi ‘Apo’ya suikast’ adı altında yapılıyor. Ama ben sağım. Başarılı olsalardı ‘bravo’ derdim ben bunlara. Kanunsuzluklar, büyük kaçakçılıklar ile milyonlar vuruldu. Muazzam bir savaş ve uyuşturucu rantı oluştu. Devletin çetelerin eline geçmesine son anda engel olduklarını söyleyen Mesut Yılmaz. Çete bütün Türkiye’yi sardı. Çete gerçek anlamda kontrol altına alınacak mı? Üzerine gidilecek mi bilinmiyor. Bu çete ile kısmen SHP, Murat Karayalçın, Deniz Baykal ortaklık ettiler. Bunlar niye susuyor? Acaba çete bunlara bir şey verdimi vermedi mi? Bunlar devlete dayanarak palazlandı. Bunu gazeteler hep yazdı. ‘Devlet etkisini kullanıyorlar’ deniliyor. Devlet gücünü kullandılar ve devlet içinde devlet haline geldiler. Bunu DYP-SHP iktidar koalisyonu döneminde geliştirdiler, daha öncesi de var. Ama asıl palazlanma yeri 1992 ve sonrasıdır. Şimdi devlet üzerine gitmek istiyor ama kimse yok. Çete devleti teslim almış mı? Almak mı istiyor? Bu tartışılıyor. Suriye ve Türkiye’nin en temel sorunu bu” ifadelerini kullandı. 
 
‘SAVAŞ MEŞRU DEVLET GÜÇLERİ İLE YÜRÜTMEK İSTERDİK’
 
Çete yapılanmalarının Türkiye kamuoyuna etkilerine dikkati çeken Abdullah Öcalan, şunları söyledi: “Çetelerin örgütlenmesinin altında yatan felsefe ‘Güneydoğu’daki savaşı biz yürütüyoruz.’ Kısmen ordunun da rahatsız olduğu durum budur. Türkiye halkları bu noktayı mutlaka bilmeli. Bu her gün küçülen somun ekmeğin neden küçüldüğünü, SSK’de bir iş başvurusunda neden 90 bin kişinin başvurduğunu açıklıyor. Bu kadar işsizliğin nedenini size açıklamak zorunluluğu duyuyorum. Sizin deyiminizle Güneydoğu’da biz Kürdistan diyoruz, orada bir savaş yürütülüyor. Biz isterdik bu savaşı normal meşru devlet güçleri ile yürütelim. Biz bunu isterdik. Kısmen 1992’ye kadar bu savaş böyle yürütüldü. Özal son döneminden ‘Gerekirse federasyonu tartışırız ve siyasi çözüm yoluna giriş yapacağım’ dedi. Bunu söyleyen Özal’ın üzerine büyük gidildi. Bana göre içeride Mesut Yılmaz eliyle ANAP etkisizleştirildi. Meçhul bir şekilde öldü. Benim teorime göre o bir suikastı. Benin bazı bilgilerim de var. Ondan sonra Demirel yerine çok sorumsuz bir başbakan getirdiler Tansu Çiller. Tansu Çiller’in bir siyasi deneyimi yok, siyasi sorumluluk nedir bilmez. Bunun arkasından korkunç çeteler türedi. Çığ gibi büyüdü. Şuan Türkiye yakasını bunların elinden kurtaramıyor.” 
 
KÖY BOŞALTMALARI VE FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER
 
1990’lı yıllarda Tansu Çiller döneminde yaşanan köy boşaltma ve faili meçhul cinayetlere değinen Abdullah Öcalan, “Sorumsuz başbakanın sorumluluğu altında binlerce köy boşaltıldı, binlerce faili meçhul cinayet işlendi. 70’lik Musa Anter’in hiçbir suçu yoktu. İstihbarat onu çok iyi tanır. Her hangi bir parti üyesi değil. Bir yazardır, daha çok Kürtçe yazar. Onu nasıl katlettikleri bellidir. Mehmet Sincar’ın katledilmesi var. Onları kahramanca eylemler olarak anlatıyorlar. Mehmet Sincar parlamento üyesidir. Parlamento kendi üyesi hakkında bir karar vermeli. Parlamento kendi üyesine sahip çıkmadı. Binlerce insan evlerinden çıkarıldı ve kurşuna dizildi, yol kenarına atıldı. Bunun Anayasa ile Türkiye’nin güvenliği ile hukuk işleyişi ile ne ilgisi var? Böyle insan cezalandırılır mı? Binlerce insan sorgusuz sualsiz infaz edildi. Hepsinin mal varlıklarına el konuldu. Türkiye kamuoyu bunu sorgulayacak mı? Susurluk olayı budur. Son 5 yılda bu büyük özel savaş rantçılarının, çetelerinin işini sorgulayacaklar mı sorgulamayacaklar mı? ‘Apo için yaptı’ diyorlar ben buradayım. PKK şuan çok güçlüdür. Bucak ‘PKK’ye karşı savaştık’ diyor. 5 tane PKK’li öldürdü şuan PKK 50 kişi. Sedat Bucak bana ne zarar verdi ve ne kadar savaş yürüttü ama yaptığı vurgunlar ile bütün Türkiye halkını mahvetti. Abdullah Çatlı bana hiçbir şey yapamadı ama kaç tane şirketin sahibi. Bunlar gibi yüzlerce çete var. Açıklansın bunlar. Devlet adına iyi bir şey yapılmışsa bunu halkın bilmesi kadar doğal bir şey var. Devlet adına yapıldıysa iyidir, bu iyi işleri neden halk bilmesi. Halk bilsin ki alkışlasın. İyi işler değilse devletin yararına değildir. Devletin yararına değilse sorumlu kimse ondan hesap sorulsun. Devlete zarar vermiş, halka zarar vermiş” diye konuştu. 
 
‘TÜRKİYE’NİN GÜZELLİKLERİNİ PAYLAŞMAK İSTEDİM’
 
“İlk adımı atarken yetiştiği köyün suya kavuşmasını istedim” diyen Abdullah Öcalan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeşillenmesini istedim, aydınlanmasını istedim. Kendim için sosyalleşmeyi, siyasallaşmayı istedim. Benim bundan başka bir amacım yok ki. Ve giderek Türkiye’nin her tarafına gidip, gezip, gülüp, sevmeyi istedim. Daha güzel bir yaşam istedim. Ankara’ya geldiğimde Çankaya’ya giden piknikler vardı, çay bahçeleri vardı. Oralarda bir güzel bira içmek istedim. 70'lerdeki Apo budur. Türkiye’nin güzelliklerini paylaşmak istedim. Daha sonra bunu siyasi bir yolla bunu yapmak istedim. Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar, çok iyi biliyorum şiir yazmışlardı, yazıları vardı. Her zaman güzel bir Türkiye’den bahsediyorlardı. Hep güzelliklerden, aşktan bahsediyorlardı. Bunlar hiçbir zaman çalıp çırpmadılar. Ben şu anda güzel bir Türkiye için yanıp tutuşuyorum ve çok açıkça söyleyeceğim yani; Bu işi artık ben çözeceğim. Bazı planlarım var. Kimse bir birini küçük görmesin. 'Bin yıllık kardeşiz' deniliyor. Gerçekten kardeşler gibi konuşalım. Siz gerçekten kardeşliğe inanıyorsanız gelin bu kardeşlerin arasında bir anlaşmazlık varsa konuşalım. Kimse hudutlara dokunmuyor. O çok dillerine doladıkları ‘birlik bütünlük’ bozulmuyor. Kimse ‘bana bir çakıl taşı verin’ demiyor. Daha güzel, gelişmiş bir Türkiye istiyorum. Ben hiçbir zaman üniter devlet üzerine çözümleme yapmadım. Benim yaptığım halkların daha zenginleşmesi, ruhen, kültürel olarak güçlenmesinin yolunu tartışıyorum. Bunun çözümlemelerini yapıyorum. Yarattığınız eşkıya teorileriyle ‘Türkiye’nin en büyük düşmanı, Ermeni-Rum uşağı’ diye lanse ettikleri kişiyle cesaret etsinler, ordu yine yerinde kalsın, bütün güç onların elinde olsun toplantılar yapalım. Ben model önereceğim, onlar da önersin. Bu işte kendini sorumlu gören herkes olsun. Ondan sonra halk oylamasına geçelim. Bundan daha doğal insani bir şey var mı? milyonlar bir takım hak talebinde bulunuyor. İnsan hakları, demokrasi diyorlar. Adımız bize verilsin, bazı türküler çalınsın. Kıyamet mi kopar? Türküler ne kadar farklı dilde söylense bu zenginlik. Çok uzun savaştan sonra şimdi bazı Kürtçe türküler söyleniyor. Biz bunların daha fazla olmasını istiyoruz.” 
 
‘BİR GÜZELLİK YARATMAK İSTİYORUM’
 
“Bugün Güneydoğu harabe halindedir. Orada o kadar güzellikler var ki. Bütün o ırmakların etrafında en güzel yaşam bahçelerini geliştirmek istiyoruz. Bugün Dicle, Fırat kıyılarında tarihte olduğu gibi cennet yaratılabilir” diyen Abdullah Öcalan, “Bu savaş gücünü biz bir günde yaşam gücüne, ekonominin geliştirilme gücüne dönüştürmek istiyoruz. Ateşkes olsun diyoruz, diyorlar ‘hayır sizi yok edeceğiz.’ Ben iş istiyorum. Ben Fırat kıyılarında, Dicle kıyılarında, Cizre ve Batman’da bir güzellik yaratmak istiyorum. Cizre niye öyle harap olsun? Güzel bir Kürt sarayı, kültürel merkez yapacağım. İşçilerim var. Orada Mem û Zîn’in aşkıda geçmiş. Orada böyle güzel kızlar ve erkeler ortaya çıksın. Cizre ve Cûdî üzerinden harıl harıl akan çağlayanlar var. Onların etrafında çok güzel turistik yerler yapalım. Bundan daha iyi proje olur mu? Hep korkunç askeri güç koymuşlar. Teknik ile donatılmış askeri güç mevzilendirilmiş. Günümüz sorunlarının çözüm yolu bu mudur? Bunu tartışmak istiyorum. ‘Kürdü yok edeceğim’ diyorlar. Yok, etme teorileri ile nereye varılacak? Kaldı ki Kuzeyde yok ettin Güney’de bir Federasyon çıkıyor oradakileri nasıl yok edeceksin? Kaldı ki Kürdü yok eden yarın kendi halkını da yok eder” ifadelerini kullandı. 
 
‘DİYALOG OLSUN YARIN BÜTÜN SİLAHLARI SUSTURALIM’
 
Küçükken köyde bulunan bir ağaca Fırat’ta su taşıma hayalleri kurduğunu belirten Abdullah Öcalan, “Benim köyüm çok çorak. Benim bir hülyam vardı. Bir tane ağacım vardı. Bakıyordum, bu ağacın etrafı çok kurak Fırat’ı nasıl taşıyıp yeşile dönüştüreceğim diyordum. Bu bir hülyadır. Başka kimse bir Apo tanımı yapmasın. Öyle büyük amaçlarım olmasa ben çılgın değilim öyle savaş yürütemem. Büyük bir yurtsever olmazsam yapamam. İnsan biraz dürüst olmalı. Engel PKK değil. İngiltere Başbakanı ‘IRA silahları sustursun biz her türlüğü diyaloğa açığız’ diyor. Şimdiden ilan ediyorum. Yeter ki diyalog olsun, biz yarın bütün silahları susturalım” dedi.  
 
‘SİYASİLERİN KARAR GÜCÜ YOK’
 
Fatih Altaylı’nın “Var mı böyle bir niyetiniz?” sorusuna Abdullah Öcalan, “Her zaman olmuştur” yanıtını verdi. Türkiye’deki siyasilerde karar gücü görmediğini ifade eden Abdullah Öcalan, “Bir kamuoyu araştırması yapılmış ve halkın yüzde 90’ı siyasilere güvenmiyor. Güvenmez tabi. 20 yıldır bu siyasiler halklar için gereksiz şeyler yapmıştır. Halka hiçbir şey vermediler. Nasıl mideleri yemek alıyor. Halk beğenmiyor. Her şey ellerinde buna rağmen Türkiye halkı beğenmiyor. Suçlunun kim olduğunu bu anket gösteriyor. İnsanların ellerine, dudaklarına zincir vurmayın. Sadece Kürt halkı Türk halkı içinde bunu söylüyorum. Sistem rayına oturursa Türkiye’de tek bir kişi işsiz kalmaz. Bir Dicle-Fırat’ı akıtalım çevrelerine iki tane Türkiye’ye yeter. Oraların doğal güzellikleri var, oraları yakıp yımmadan bir güzel işletmeye açalım Güneydoğu’daki işsizlik sorunu çözülür. Zozanlara hayvancılık yapalım bütün Güneydoğu’ya yeter. Bunu engelleyen kim. Bu siyasileri fazla ciddiye almıyorum Türkiye’de bir kara güç var. Birinci parti Erbakan ama zırnık kadar bir karar gücü yok. Üzülüyorum. İsterdim ki karşımda Mustafa Kemal olsun. Karar gücü olan bir kişi. Beni öldürsün ama karar gücü olsun. Şimdi herkes topu birbirine atıyor. Karar gücü yok. Kimi diyor milli güvenlik sorunu, kimi diyor hükümet, kimi diyor parlamento, şimdi de çeteler çıktı. Karar gücü yok. Türkiye’mizi sevelim diyorum. Türkiye’mizi kurtaralım gerçekten. Kürtleri de kurtaralım” şeklinde konuştu.
 
Röportajın 1. Bölümü'nün tamamı şu linkten izlenebilir: https://ozgurdusunceler.com/video.php?media_id=454
 
 

Diğer başlıklar

21:27 30 yılın ardından Şêxmeqsûd’da coşkuyla karşılandılar
20:53 TELE1'e kayyım atanmasına Özel'den tepki
20:42 TELE1'e kayyım atandı
20:06 ‘Demokratik Sosyalizm’ panelinde Zeki Bayhan’ın mesajı okundu
19:36 2 gün süren DEM Parti MYK'si sona erdi
19:16 223 işçi eylemi 86’ıncı gününde: Demokrasi sandıktır
19:08 Katledilen Cansever Sucu’nun ilk duruşması görüldü: Fail ailesini de tehdit etti
18:58 Ekinci’nin taziyesine kitlesel ziyaret
18:13 Rojin Kabaiş paylaşımlarına getirilen ‘erişim’ engeli protesto edildi
18:07 Amed ve İstanbul’da 8 genç tutuklandı
17:59 Wan’da şüpheli kadın ölümü
17:33 TPİ İşçileri: Hakkımızı çalandan hesap soracağız
17:25 Komisyon Fidan ve Tunç’u dinleyecek
17:01 Adana'da bir genç tutuklandı
16:58 Entübe edilen Gazeteci Aykol uyutulmaya devam edilecek
16:49 Sönmez’e memleketinde kitlesel ziyaret
16:47 İstanbul'da vapur ve teleferik seferlerine hava muhalefeti engeli
16:12 RTÜK Başkanlığı'na Mehmet Daniş seçildi
15:32 Amed Büyükşehir'de 'katılımcı bütçe' oylamasında 3 proje seçildi
15:19 Çiğli Belediyesi'nde memurlar iş bıraktı
15:18 Koma Amed Elçi'yi vurulduğu yerde andı
14:53 'Asker ve polis kontrol noktalarındaki keyfi baskı ve ihlallere son verilsin'
14:43 Saliha Aydeniz: Devlet Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü sağlamalı
14:40 Eylem takibi yapan gazetecilerin davasında mütalaa hazırlanacak
14:36 Süreç tartışmaları ve büyüyen özgürlük mücadelesi
14:28 Amedspor: Hedefimiz Süper Lig
13:48 Erdoğan'a göre sınır ötesi tezkere 'ülke bekası' için
13:09 Muğla'da mülteci botu battı: 14 ölü
12:56 Foça’da sel: Doğanın tahribatının sonucu
12:17 CHP kurultayı davasında karar açıklandı
12:12 Gazeteci Öznur Değer'e Rojin Kabaiş soruşturması
11:14 Amed’de ‘kentsel dönüşüm’ çalıştayı düzenlenecek
10:58 Van M Tipi Cezaevi’nde şüpheli ölüm
10:49 Jandarma dini vecibeleri engelledi, kaymakam taziye evi vermedi
10:12 Heskîf’in tarihi ‘Keypa 12500’ isimli tiyatro oyunuyla canlandırılıyor
09:45 Koma Amed üyeleri: Konseri Newroz coşkusuyla vereceğiz
09:36 Çin ile ABD arasındaki değerli toprak madeni gerilimi!
09:33 Xana Axpar'da kaza: 1 ölü, 3 yaralı
09:27 İstanbul’da ev baskınları: En az 9 genç gözaltında
09:20 ‘Kız ortaokulları’ tepkisi: Yaşam tarzına müdahale
09:11 Ortak bir mücadele için Esenyurt mitingine çağrı
09:04 Öztürk: Devlet işlerini mali müşavirlere yüklüyor, yasal düzenleme yapılmalı
09:01 Abdullah Öcalan'ın perspektifinde demokratik entegrasyon
09:00 24 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:50 Engellenen Abdullah Öcalan röportajının ikinci bölümü yayınlandı
07:48 TELE1’e 'casusluk' baskını: İmamoğlu hakkında soruşturma
23/10/2025
23:31 Kerkûk'te Kürt çiftçilerin arazilerini işgal etme girişimi
22:51 DBP’den kadın gazetecilere yönelik artan baskılara karşı açıklama
22:14 Amedspor yönetiminden İsmail Beşikçi’ye ziyaret
21:43 Rojin Kabaiş paylaşımlarına erişim engeli
21:30 Amedspor yeni yönetim kurulu görev dağılımını belirledi
21:06 Gülcan Budak’ın cenazesi 9 yıl sonra teslim alındı
20:35 Uyuşturucu satıcılarının öldürdüğü Kabak için anma
20:15 Cinsel saldırı davasında fail yine tutuklanmadı
20:03 Yanarak hayatını kaybeden Mustafa Eti için eylem
19:54 11'inci Yargı Paketi'ne 'çocuk' tepkisi
19:30 Öğrencilerden Rojin Kabaiş için sahilde yürüyüş
18:44 223 işçi direnişte: Wan emeğe sahip çıkıyor, kayyıma hayır diyor
18:34 Gazeteci Dilan Babat'a Rojin Kabaiş soruşturması
18:25 Koma Amed, Amedspor taraftarlarıyla buluştu
17:45 İzmir'de sağanak yağış: Foça'da 1 kişi kayıp
17:23 Amed’de Medya Eğitim Çalıştayı
17:04 Serhat’ta 700 bin ağaç tohum topladılar
16:48 Rojin Kabaiş dosyasında yurt ve Üniversite soruşturması ayrı yürütülecek
16:31 DEM Parti Wan'da iki aileyi barıştırdı
16:30 YJA Star'lı Sultan Ete'nin taziyesine kitlesel ziyaret
16:26 Katı atık tesisinde patlama
15:42 Gazeteci Aykol'un hayati riski devam ediyor
15:28 Wan depreminde yaşamını yitirenler anıldı
14:58 'Savunma üzerinde 10 yıldır baskılar devam ediyor'
14:46 Belediye Eşbaşkan Neslihan Şedal'ın duruşması ertelendi
14:30 Gazeteci Akdeniz hakkında tahliye kararı
14:20 ESP'den cezalara tepki: Birleşik mücadeleyi büyütelim
14:07 Sêrt’te tecavüz davası: Failin tutuklanması talebine ret
13:54 Serra Bucak ile Doğan Hatun’dan Koma Amed’e karşılama
13:42 Ahmet Türk, kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat etti
13:26 Koma Amed üyeleri, Amed'de şarkılarla karşılandı
12:13 Amed ve Besta'da operasyon
12:12 Engellenen Abdullah Öcalan röportajı 28 yıl sonra yayınlandı
11:38 'Halk DAİŞ zihniyetli örgütlenmelere alan açmamalı'
11:00 DEM Parti MYK'si toplandı
10:51 İmralı Heyeti-Erdoğan görüşmesinin tarihi belli oldu
10:48 Polisin gençleri darp ettiği anın görüntüleri ortaya çıktı
09:47 Dargeçit belgeseli: Kuyudan çıkardığımız kemikleri unutmayacağız
09:37 Yoğun bakımdaki gazeteci Aykol tutsakların sesi olmaya devam ediyor
09:37 'Yargı kararlarıyla Koza Altın'ın önü açılıyor'
09:31 İmralı Heyeti tutsak siyasetçileri ziyaret etti
09:19 Yıldız Önen: Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşmez
09:19 Koma Amed konserine davet
09:18 'Savaşa karşı barış konuşulsun, vicdani ret tanınsın'
09:10 Rojin Kabaiş dosyası: Soruşturmanın genişletilmesini talep ettik
09:09 Akademisyen Berwarî: Türkiye savaşı seçerse bu kimsenin çıkarına olmaz
09:09 Kirmançkîyle gölge oyununa hayat veriyor
09:08 'Kalıcı bir barış isteniyorsa tüm tutsaklar serbest bırakılmalı'
09:07 'Asimilasyona karşı Kürtçe yayıncılık daha güçlü desteklenmeli'
09:06 Sürecin 'kilit' kavramı: Demokratik entegrasyon nedir?
09:00 23 EKİM 2025 GÜNDEMİ
22/10/2025
23:55 Dêrazor’da DAİŞ'liler yakalandı
23:51 Mereş'te 2 kadın katledildi
23:30 İmralı Heyeti, Erdoğan ile görüşecek
23:19 Bingazi'de bir araç içinde 7 çocuk cenazesi bulundu
21:43 Cegerxwîn mezarı başında anıldı
20:50 Sayıştay'a 5 üye seçildi
20:04 İnanç ve kültür buluşması: Dêrsim mücadelesinden vazgeçmemeli
20:01 Öğrencilerden hukuksuz aramalara karşı protesto
19:57 Kadınlaran Rojin Kabaiş için adalet çağrısı
19:16 KHK eylemi 343'üncü haftasında: Mağduriyetler giderilsin
19:03 Öğrencilerden Rojin Kabaiş eylemi: Bu intihar değil cinayettir
18:36 Îlham Ehmed: QSD'nin entegrasyonu önemli bir adım olacak
18:23 Cenevre eylemi 248'inci haftasında
18:00 Dêr Hafir’e yeniden saldırı
17:39 Dünyaca tanınan 700 isimden 'yapay süper zeka' uyarısı
17:18 Guterres: İran idam cezasına son vermeli
17:14 Amed kitap fuarı 5’inci gününde
17:11 Polis Adana'da bir genci darp ederek gözaltına aldı
16:49 İHD’den kayyımın attığı 223 işçi için Meclis’e mektup
16:42 Wan’da taziyelere kitlesel ziyaret
16:28 Basın meslek örgütleri: LGBTİ+ haberciliği suç değildir
16:25 İslam’da toplum ve kadın tartışıldı
16:24 Trabzon’da iki kadını katletme girişimi
15:14 İBB soruşturmasında 210 kişi ifadeye çağrıldı
15:09 Güren'e memleketinde coşkulu karşılama
14:59 SES’ten promosyon ihalesinin gizlenmesine tepki
14:26 Gazeteci Aykol'un hayati tehlikesi devam ediyor
14:17 Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü’nün sahipleri açıklandı
14:04 Kayyımdan çalışanlara sendika değiştirme dayatması!
14:01 CHP’nin tüm il kongrelerinin iptali istendi
13:23 Belçika’da demiryolu çalışanlarından grev kararı
13:01 Rûdaw TV ekibine saldıran Kızmaz’a 7 ay ‘ceza’
11:32 Gabar’da talanı görüntüleyen yurttaşın telefonuna asker el koydu!
10:55 Köln yürüyüşüne çağrı
10:45 İran Devrim Muhafızları Komutanı Bağdat’ta
10:43 Taziye evine kilit vuruldu: Barıştan söz edip zulme devam ediyorlar
10:23 Sêrt’teki tecavüz davasının duruşması yarın
10:22 Lice Katliamı: 6 aylık bebeğin, 80 yaşındaki dedenin hesabı sorulmadı
09:54 Bakanlıktan ilkokul öğrencilerine ‘çalışma hakkı' dersi
09:39 Ekolojist Aysu: Küresel ısınma durdurulmazsa su krizi çözülemez
09:19 'Sürece rağmen cezaevlerinde zulüm sürüyor'
09:15 8 tutsağın tahliyesine engel: Kırşehir S Tipi kimseyi tahliye etmiyor
09:11 ‘Tehdit’ değil, yeniden inşa gücü
09:10 Yaralı askerin tazminatı bakanlık yerine ailelere kesildi!
09:08 Dêrsim kültürünü keçeyle nakşetti
09:07 Av. Özer: Devlet çözüm istiyorsa Öcalan ile görüşmeli
09:06 15 bin madde bağımlısının olduğu kentte bir AMATEM var!
09:02 Agirî'de AKP’ye oy vermeyen köyler cezalandırılıyor
09:01 Avesta'da Kürtçe kayıtları başladı
09:00 22 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:36 Meteoroloji ani sel ve su baskınlarına karşı uyardı
21/10/2025
23:52 DEM Partili Çiçek: Tezkere Türkiye ve Suriye'deki entegrasyonu baltalıyor
23:45 CHP: Komisyon İmralı'ya gidecekse TSK neden Irak ve Suriye'ye gidiyor