Batman'da Eylül 1992 tarihinde Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından yapılan yargılamada müebbet hapis cezasına çarptırılan Salih Altunışık (70), hastalıkları ve 30 yıla yaklaşan tutukluğa rağmen tahliye edilmiyor. Altunışık, 40 yaşında girdiği cezaevi sürecinde yaşamadığı şey kalmadı. Tutuklandığı dönemde 1'i anne karnında olmak üzere 8 çocuğu bulunan Altunışık, 2019-2020 yıllarında kansere yakalanan 2 çocuğunu kaybetti. 

 

BABASINI CEZAEVİNDE TANIDI

 

Altunışık, Batman Belediyesi'nde 8 yıl çalıştıktan sonra kayyım tarafından işine son verilen kızı Zeynep Altunışık'ın taziyesine asker gözetiminde katıldı. Ancak kızının mezarını ziyaret etmesi engellendi. Altunışık'ın, taziye sırasında kendisini arayanlarla Kürtçe konuşması ise engellendi. Altunışık tutuklandığı sırada anne karnında olan çocuğu ise, cezaevinde tanıdığı babasının hasretiyle büyüdü ve daha sonra evlendi. 

 

Altunışık, tutukluluğu süresi boyunca çıplak aramadan işkenceye varan birçok hak ihlale maruz kaldı. Altunışık, tutuklu kaldığı süre boyunca sırasıyla Batman, Diyarbakır, Siirt, Mardin, Kastamonu, Batman, Ordu ve son olarak Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edildi. Altunışık, cezaevinde kalp, bronşit, mide ülseri, tansiyon ve şeker gibi hastalıklara yakalandı. Yine görme yetisini de kaybetmeye başladı. Altunışık, tahliyesine 6 ay bir süre kalmasına rağmen ne tahliye ediliyor ne de tedavi talebi kabul ediliyor. Altunışık'ın tedavi amacıyla cezaevi yönetimine yaptığı başvuru sürekli reddediliyor. 

 

AKRABALARI DA YARGILANIYOR

 

Altunışık cezaevindeyken, birçok akrabası da ya gözaltına alındı ya da tutuklandı. Altunışık'ın anne tarafından akrabalığı bulunan 49 yaşındaki Şükrü Baytar da bunlardan biri. Daha önce iki kez tutuklanarak tahliye edilen Baytar, 27 Kasım 2019'da "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla bir kez daha tutuklandı. 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Baytar'ın davası şu an Yargıtay'da bekliyor. 

 

‘BU ZULÜM SON BULSUN’

 

Baytar'ın kardeşi Melehat Sarhan, iki akrabasının da tahliye edilmesini istiyor. Cezaevlerindeki ihlallerin sona ermesi çağrısı yapan Sarhan, "Polis fezlekeleriyle insanlar cezaevine atılıp, uzun süre burada tutuyorlar. Sağ giren insanlar ya ağır hasta olarak çıkıyor ya da yaşamını yitiriyor. Salih de bunlardan biri. Cezaevine girdiğinde 7 çocuğu vardı. Eşi de hamileydi. 2 çocuğu kanserden yaşamını yitirdi. Salih'in eşi olan ablam da kanser. 6 ayı kalmış en azından dışarıda olsun. Hasta tutsaklara yapılan bu zulüm son bulsun” diye konuştu. 

 

KONUŞAMAYACAK HALDE

 

Tutuklu akrabalarıyla her görüştüklerinde yaşanan ihlallerden bahsettiklerini aktaran Sarhan, "Defalarca kez dilekçe vermesine rağmen hastaneye götürülme talebi kabul edilmiyor. Bu kadar hastalığı olması ve yaşlı olmasına rağmen hastaneye götürülmemesi onu ölüme sürüklemek demek. Telefon ile bizi aradığında sesi neredeyse çıkmıyor. Konuşamayacak halde. Pandeminin başlaması ile birlikte cezaevlerindeki tüm hakları ellerinden alındı” dedi. Kardeşiyle yaptığı görüşmelere de değinen Sarhan, "Temizlikten yemeğe kadar birçok sorunun devam ettiğini söyledi. Yine onun da hastaneye gitme talebi kabul edilmiyor. Tutuklulara yapılan baskılar 90’ları aşmış durumda" şeklinde konuştu. 

 

MA / Fethi Balaman