Kürt tarihçi Bayrak: İhanet edenler tarihe baksınlar

URFA - Kürdistan tarihinin önemli eşiklerinde yaşanan iç ihanetlere dikkati çeken araştırmacı tarihçi Mehmet Bayrak, “Tarihten ders alınmadığı sürece hem ihanetçiler bunun bedelini öder hem de Kürtlere hasar ödetirler” dedi. 
 
Kürdistan tarihi, Osmanlı öncesi ve sonrası birçok katliam ve isyan yaşandı. Kürt inkarı, asimilasyonu ve katliamlarına karşı yükselen her direniş, iç ihanetlerle bastırıldı. Osmanlı’nın dağılması sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti de güçlendikçe Kürt soykırımını sürdürdü. Hak talepleri bölünmüş ve parçalanmış Kürtlerin iç çelişkileri ve ihanetleri kullanılarak günümüze kadar bastırıldı. Tarih tekerrürü bugün de Irak Federe Kürdistan Bölgesinde yineleniyor. Türkiye’nin 17 Nisan’da Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik saldırılarında Barzani ailesi de geçmişten buyana dönem dönem sürdürdüğü ihanet politikasında ısrar ediyor. 
Araştırmacı tarihçi Mehmet Bayrak’a göre Kürdistan tarihinde yaşanan sayısız ihanete rağmen günümüzde hala bazı unsurlar ders çıkarmadı. Kürtlerin tarih boyunca önemli eşiklerde işbirliği yaptığı Arap, Pers ve Türkler tarafından ihanete uğradıklarını hatırlatan Bayrak, gösterdiği örneklerle Kürtlerin vermiş oldukları mücadele ve ödedikleri bedelleri sıraladı. Kürdistan’da süregelen ihanetleri Bayrak’la konuştu. 
 
Kürtlerin bugün maruz kaldığı katliam ve ihanetleri anlamak için tarihte yaşananlara yeniden bakmak gerekiyor. Kürtlerin yaşadıkları, Arap, Pers ve Türkler ile komşu bir coğrafyada olmasının etkilerini özetler misiniz? 
 
 
 Siyasi ve toplumsal literatürde "coğrafya kaderdir" diye bir söz var. Bu nedenle öncelikle Kürdistan coğrafyasının bu söz bağlamında ne anlam ifade ettiğini doğru kavramak için Kürdistan’ın konumuna bakmak gerekiyor. Yakın geçmişe bakarsak Kürtler, Arap, Pers ve Türk halkları ile komşu bir coğrafyada yaşıyor.
 
Siyasi ve toplumsal literatürde "coğrafya kaderdir" diye bir söz var. Bu nedenle öncelikle Kürdistan coğrafyasının bu söz bağlamında ne anlam ifade ettiğini doğru kavramak için Kürdistan’ın konumuna bakmak gerekiyor. Yakın geçmişe bakarsak Kürtler, Arap, Pers ve Türk halkları ile komşu bir coğrafyada yaşıyor. Kürt halkı geçmişten bu yana Arap, Süryani, Keldani, Rum ve Ermeniler ile komşu olarak yaşamış bir halk. Belki bu Kürtler için bir handikaptır. Kürtlerin sırtlarını sağlam dayayacağı bir kaya yok. Çünkü Kürdistan hali hazırda 4 ülke arasında bölünmüş durumda. Sırtını Kuzey-Kuzey batıya dönse Türk, Doğuya dönse Pers, Güney, Güney Batıya dönse Arap halkı ihanet etmeye hazır. Bu nedenle Kürtlerin sırtlarını dayayacağı sağlam bir kayanın olmaması, bir müttefikin olmaması Kürtler açısından bir dezavantajdır. Bütün bu ülkelerin aynı zamanda bir Kürt sorunu var. Tüm bu milletler azınlık statüsüne düşürülmüş Kürt halkını kendine bağlı kılmak amacıyla yeri geldiğinde her zaman kendi aralarında ittifaklar yapmışlardır. 
 
Oysa Kürtler, bugün kendilerine yaşam hakkı tanımayan Türklere Anadolu’nun kapılarını bizzat açmış bir halk… 
 
Türkler bu topraklara, Kürtlerin sayesinde yerleştiler. Anadolu’nun kapılarının açılması Kürtler sayesinde gerçekleşti. Anadolu’ya açılmak isteyen Türkler, Kürtleri de kandırıp yanına alarak Romen Diyojen’e karşı savaşmıştır. O tarihte 15 bin cengaver Kürt, Türk Sultanı Alpaslan’ın ordusunda yer alıp Romen Diyojen’e karşı savaşırken, özellikle Kuzey hattından Batı’ya doğru akan Hristiyan Türk topluluklardan da 20 bine yakın Türk de Romen Diyojen’in ordusunda yer almıştır. Böyle garip bir şey var. Romen Diyojen’in ordusu bazı iç karışıklıklar nedeniyle azaldığı için Kürtlerin de desteklediği Alpaslan’ın ordusu karşısında yenilgiye uğramış ve Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır. 
 
 Sonrasında Kürtler ile Türkler arasında nasıl bir ilişkilenme yaşandı?
 
 
 İkinci Beyazıt döneminde İdris-i Bitlisî Osmanlı sarayına çağrılıyor ve orada çalışıyor. Kürt mirlikleri bir anlaşma çerçevesinde Osmanlı ile ittifaka girerler.  Bu mirlikler iç işlerinde bağımsız olacaklar, dış ilişkilerde Osmanlı ile birlikte hareket edecek. Bu Kürdistan tarihinde önemli bir kırılmayı da beraberinde getiriyor. 
 
Özellikle Osmanlı’nın Hilafeti alması sürecinde önemli bir dönemeç yaşanıyor. O tarihte iki büyük güç var; birisi Osmanlı diğeri Safevi. Bunlar arasında sürekli genişleme bağlamında çekişme yaşanıyor. Bunların yanına çekmek istedikleri güç Kürdistan halkı oluyor. İki imparatorlukta Kürtleri elde etmek istemekte. Fakat Kürtlerin ağırlıklı eğilimi Safevilerle iş yapma eğiliminde iken, Şah İsmail’in bazı Kürtleri tutuklayıp öldürmesi bu heveslerini kırmıştır. Bu tutum Kürtlerin Osmanlı’ya savrulmasında önemli bir etken olmuştur. Yavuz Sultan Selim bazı Kürt mirlerine belli payeler vermiştir. İkinci Beyazıt döneminde ise İdris-i Bitlisî Osmanlı sarayına çağrılıyor ve orada çalışıyor. Osmanlı İdris-i Bitlisî’yi tamamen yetkilendirerek görüşmelere gönderir ve çok önemli Kürt mirlikleri bir anlaşma çerçevesinde Osmanlı ile ittifaka girerler.  Bu mirlikler iç işlerinde bağımsız olacaklar, dış ilişkilerde Osmanlı ile birlikte hareket edecek. Bugün buna dair metinlerin tamamı elimizdedir. Bu Kürdistan tarihinde önemli bir kırılmayı da beraberinde getiriyor. 
 
Neden ve nasıl bir kırılmadan bahsediyoruz? 
 
Bağımsız, yarı bağımsız ya da muhtar-özerk konumundaki Kürt mirleri böylece önemli ölçüde İdris-i Bitlisî’nin aracılığıyla Osmanlı’ya bağlanmış oluyor. Bu Kürt toplumu için ciddi bir handikaptır. Bazı eski Kürt tarihçileri, aydınları İdris-i Bitlisî’yi önemli bir devlet adamı, önemli bir bürokrat, bir diplomat olarak nitelendirirken özellikle yakın dönem Kürt aydınlanma hareketi liderleri İdris-i Bitlisî’nin bu politikasını mandacılık olarak nitelendirmişlerdir ve Kürt sorununun başlangıcı olarak görürler. Bu son derece önemli bir belirlemedir. Kimi İslamcı Kürt aydınlara göre İdris-i Bitlisî’nin bu yaptıkları bir başarı olarak görünürken, kimisi mandacılık olarak görmüştür. Celadet Ali Bedîrxan 1933 yılında Mustafa Kemal'e gönderdiği açık mektupta buna vurgu yapar; ‘Kürt meselesi sadece sizin zamanınızda başlamış bir mesele değildir. İdris-i Bitlisî aracılığıyla Kürt mirlikllerinin Osmanlı'ya bağlanmasından bu yana Kürt meselesi vardır.’ Buradan bakarsak Kürt meselesi yeni değil ve önemli olarak gösterilen İdris-i Bitlisî Kürt aydınları tarafından bir mandacı olarak görülür ve Kürt sorununun temel taşlarından biri olarak görülür. 
 
Kürt mirliklerinin İdris-i Bitlisî’nin himayesinde Osmanlı ile ilişkilenmesi ne kadar devam etti ve ne zaman karşı duruşa dönüştü?
 
Fransa burjuvasının ortaya çıktığı 19'uncu yüzyılda Avrupa ve Osmanlı’da eğitim gören dönemin Kürt aydınları milliyetçilik konusunda belli atraksiyonlara geçerler. Osmanlı’nın çok yönlü hükümranlığını kabul etmeyen bu Kürt aydınları 19'uncu yüzyılın başlarında Osmanlı’ya başkaldırırlar. Osmanlı ise onları eski statülerinde tutmak için var gücüyle üstlerine gider. Bu nedenle 19'uncu yüzyıl önemli bir dönemeç ifade eder. O dönemden itibaren birçok Kürt isyanı yaşanmıştır. Bunların çoğu kanla bastırılmıştır. Bu artık egemen güçlerle Kürt milli güçleri arasında onarılmaz bir yarık oluşturmuştur. Bedirxanlar’dan sonra şeyh önderlikli aileler bu hareketin öncülüğünü yapmaya başladılar. 33 yıllık Abdülhamit saltanatına son veren devrimi yapan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 5 kurucu üyesinden 2 tanesi Kürt’tür, bunlar Doktor Abdullah Cevdet ve Doktor İshak Sükuti’dir. Fakat 1912 Selanik kongresi ile İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin yönetimi tamamı ile dönme ve devşirme İslamcıların eline geçtikten sonra millici Kürtler başta Abdullah Cevdet ve İshak Nuri Paşa olmak üzere bu cemiyetten kopmuş ve kendi özgü Kürt örgütlerine yönelmişlerdir. Bu örgütler bir aydınlanma hareketine dönmüştür.
 
Kürt aydınlanması, Mustafa Kemal’in sahneye çıkışı ve sonrası Kürt hareketleri bu süreçte nasıl etkilenmiştir?
 
Bu kopuş sonrası Kemalistler yani Kuvâ-yi Milliyeciler ortaya çıktıklarında özellik Mustafa Kemal ittihatçı mirası reddederek Kürtlerin önemli bir bölümünün desteğini sağlar. Bu konuda kuşkucu olan Kürt aydınları da vardır. Kemalistleri de ittihatçıların devamı olarak görürler. Nitekim Kemalist kadroların yüzde 90’ı eski ittihatçıdır. Ancak bunlar ittihatçı mirası reddederek yeni bir iddia ile ortaya çıkmıştır. Mustafa Kemal, Samsun üzeri muhalefet hareketi örgütlemek için batıya değil Kürdistan’a gider. Mustafa Kemal biliyor ki o aşamada Türklerin en zayıf oldukları dönemde Kürtler başkaldırır bir ayrılmaya giderlerse Türklerin bir kurtuluş umudu kalmaz. Bundan dolayı zaten haberler alınmakta. Antep, Urfa, Maraş hattında yaşayan Kürt isyancıları, antiemperyalist bir anlayışla Fransız ve İngilizlere karşı çıkmaları Mustafa Kemal’in çıkmasından çok öncedir. Ankara hükümeti Kürt isyancı, dağlılara karşı Fransızlarla gizli anlaşmalar yapıyorlar. 1922'de Kürtdağlıları Mutalebatı’nın (İstekleri) Kemalist hükümete karşı bastığı bildirilerin belgesini ilk defa ben yayınladım. Yayınladıkları bildiri ile Kürtdağlıları (Çiyayê Kurmanc yaşayanları) Kemalist yönetimi uyarıp sözlerinde durmalarını istiyorlar. Kemalist yönetim söylenenleri reddediyor. Ancak Kürtdağlıları haklı gizli görüşmeler var ve Kemalist yönetim gizli gizli Fransızlarla yaptıkları görüşmelerle Kürtlerin ipini çekiyor ve bunu da inkar ediyor. Lozan’a da bu şartlarda gidildi.
 
 
Konu ihanet olduğu için o dönem Türklerin yanında kalıp, onların söylediklerine inananların hepsi boşa düştü. Saidî Kurdi’yi bile mecliste çıkarıp konuşmalar yaptırdılar. Bazılarını örgütleyip Sevr görüşmelerini sürdüren Şerif Paşa’ya karşı harekete geçirdiler.
 
Kürtdağlıları Mutalebatı’ndan sonra Lozan’a gidildi. Kürtler Lozan’ı nasıl kabul etti?
 
Kürtdağlıları’nın daha önce aldıkları Kürtlerin arasına sınır çizilmesi mevzusu çok az bir değişiklikle doğru çıktı. Kürt aydınlanma hareketinin legalden çıkıp, çünkü legal örgütlenme yasaklanmıştı ilk olarak Kürdistan Azadî Cemiyeti içinde örgütlenmesi ve giderek 1925 isyanını örgütlemesinin temelinde bu var. Konu ihanet olduğu için o dönem Türklerin yanında kalıp, onların söylediklerine inananların hepsi boşa düştü. Saidî Kurdi’yi bile mecliste çıkarıp konuşmalar yaptırdılar. Bazılarını örgütleyip Sevr görüşmelerini sürdüren Şerif Paşa’ya karşı harekete geçirdiler. Türk devleti ile o aşamada vaatlere kanıp, ihanet içerisine düşen unsurlar Hanya’yı Konya’yı gördüler ve hayatları zehir oldu. Bir bölümü idam edildi, bir bölümü ömür boyu süründü. 
 
Sadece yanlış yapan unsurlar mı yaptıkları yanlışın cefasını çeker?
 
Kürtler ve Türkler arasında tarihten gelen bir güç birlikteliği var. Nitekim Güney Kürdistan İngilizlere, Güney Batı Kürdistan ise Fransızlara bırakıldı. Onlarla anlaştığı için Kemalist hükümet İtalyan ve Rumların ipini çekti. Ondan dolayı Rumlar Ege’den, İtalyanlar güneyden çekilmek zorunda kaldı. İngilizler o tarihte Şeyh Mahmut Berzencî öncülüğünde Kürt hareketine özerklik vermeyi kabul ettikleri halde o dönemki Türk istihbaratı Kürtleri İngilizlere karşı bağımsızlık isteyin diyerek kışkırttı. Kürtler de bağımsızlık iddiasıyla ortaya çıkınca İngilizler uçak filolarıyla Kürtlerin başına bomba yağdırıp hareketi bastırdılar ve Şeyh Mahmut Berzencî’yi Hindistan'a kadar sürdüler. Yanlış yapan bunun bedelini mutlaka ağır bir şekilde ödüyor. Sadece yanlış yapan unsurlar değil onunla birlikte Kürt halkı ödüyor. Bu nedenle bu günlerde de büyük oyunlar var. Bu oyunun en büyük parçası Lozan imzalandıktan yani Kemalist hükümetin baltası kütükten çıktıktan sonra kendi topraklarını kurtarmış oldular. Bunun için Kürtleri bastırmanın da zamanı gelmişti. 1924’te ipuçlarını görüyoruz, Türk basınından ‘Türkün süngüsünün göründüğü yerde Kürtlük biter’ diye sloganlar boy göstermeye başlamıştı. Kendi topraklarını güvenceye almışlardı. 
 
Sonrası süreç… 
 
Kürt taleplerini askıya aldılar. Bunun en önemli belgesi Şark Islahat Planı’dır. Bu plan gerçek anlamda bir sömürgeleştirme planıdır. Nitekim 28 maddeden oluşan bu planın ilk maddesi, 28 madde tamamen uygulanana kadar Kürdistan’da örfi idare devam edilecektir. Sömürgeleştirme programı bütünüyle hayata geçirilinceye kadar Kürdistan'da askeri yöntemler devam edilecektir. Dersim’de planlı bir soykırım hareketi yapıldı. Askeri yöntemle hizaya getirme, cezalandırma, sürme, asimile etme, medenileşme ve tasfiye yöntemlerinin tamamı Kürdistan’da uygulandı. Bu uygulamalar sırasında yönetimler hiç boş durmamış ve işbirlikçi Kürtleri aramışlardır. Her zaman işbirlikçi Kürtleri yanlarına çekmeye çalışmışlardır. Bütün aşamalarda bu böyledir. 
 
Kürtlerin tarihine baktığımız zaman birçok defa ihanetle yüz yüze kalmışlardır. Bugün dönüp baktığımızda Kürtler tarihten ders çıkardı mı?
 
Bu işbirlikçilerin hepsi işin bitiminden sonra cezasını çekmişlerdir. Ne yazık ki sadece kendileri değil kendileriyle birlikte Kürt halkına da çektirmişlerdir. Bunun Kürt tarihinde sayısız örneği var. Bunlardan, tarihten ders almayanlar her zaman etkisizleşmeye mahkumdur. Bunu hiçbir zaman unutmamak lazım. Tarihten ders alınsaydı bunlar tekrarlanmazdı. Şimdi günümüzde yine bir takım işbirlikleri görüyoruz. Bu tarihten ders almamaktır. Biz biliyoruz ki geçmişte Sadabat ve Bağdat paktlarının üyeleri Kürt sorunu olan Irak, Suriye, İran ve Türkiye gibi sömürgeci devletlerdi. Hami koruyucu devletler ise hep ABD ve İngiltere oldu. Ancak hep Türkler, Kürtleri İngilizlerle ilişkilendirerek işbirliği ile suçlayıp hep aynı hikayeyi anlatmışlardır. Hep aynı politika. Kürtler tarihten ders çıkarsa bunlar tekrarlanmaz ve hasarsız bir zafere gidilir. Eşitlikçi, özgürlükçü, kardeşçe bir çözüme gidilir. Bunlardan ders alınmadığı sürece hem ihanetçiler bunun bedelini öder, hem de Kürtlere hasar ödetirler. Tarihten ders almak herkesin birinci görevidir. Tarihten ders alınsaydı hiç bu olumsuzluklar yaşanır mıydı? Günümüzde olumsuz tavır gösteren bütün unsurların tarihten ders alması gerekir yoksa ağır biçimde bedel öderler. 
 
MA / Emrullah Acar
 

Diğer başlıklar

04/06/2022
09:46 Şırnak’ta korucubaşlarıyla toplantı yapıldı
09:34 Ankara’da 16 genç serbest bırakıldı
09:33 Cizre’de nehir kıyısına giden 2 çocuk kayıp
09:31 Koçyiğit: Yürütülen savaş ‘özgür Kürt’e karşıdır
09:30 HDP’li kadınlar: Savaş bütçesi erkek ve devlet şiddetini önlemeye ayrılsın
09:18 İGC Başkanı Gappi: Bağımsız medyanın azalması şiddeti körüklüyor
09:09 Tutuklu yakını: Çocuğumun hayatı tehlikede
09:07 Cezaevi idaresi tutukluların parasını faize yatırdı
09:05 Demir: Savaşa karşı ortak mücadele edilmeli
09:03 Barka: Ekolojik yıkım insanlığın sonunu getiriyor
09:01 Gazeteci Cûdî: Suriye’nin başka yerlerinden getirilenler işgal bölgelerine yerleştiriliyor
09:00 04 HAZİRAN 2022 GÜNDEMİ
03/06/2022
22:37 Mazlum Ebdi: Saldırı olursa halk ile birlikte direneceğiz
21:47 Şehba’nın köylerine yoğun bombardıman
21:10 Sanatçılardan Kürt dili ve kültürüne dönük saldırılara tepki
21:03 Amedspor Olağanüstü kongreye gidiyor
20:22 Çevre nöbeti sürüyor: İzmir susuz kalabilir!
20:06 Polisin şiddetine maruz kalan tutuklu yakınlarından suç duyurusu
20:00 Batman'da 3 kadın tutuklandı
18:17 Adalet Nöbeti 200'üncü gününde: Hasta ve infazı yakılan tutukluları bırakın
18:05 Gazeteci Eren'e 4 ayrı suçlamadan ceza istendi
18:01 Adana’da KESK eylemi: Gün gelecek hukuk kazanacak
17:58 6’ncı yargı paketi Meclis’e sunuldu
17:36 Kobanê Davası: Karşımızda mahkeme heyeti yok, rütbeli TEM ekibi var
17:05 Müftüoğlu hakkında 4 günlük gözaltı kararı
16:48 Eğil Belediye Meclis üyesi tahliye edildi
16:39 Emniyet bulamadığı ‘gizli tanık Malazgirt’i Kobanê Davası için buldu
16:37 HDK baskınında Yüksekdağ’ın eşyalarına da el konuldu
16:11 Silvan’da bekçi şiddeti
15:45 Rusya NATO’yu, Türkiye Kürtleri hedef alıyor!
15:15 Meclis tutanaklarındaki ‘X’ önergesi iade edildi
15:00 Gözaltılara tepki: Geri adım atmayacağız
14:56 Korucu silahlarının kullanıldığı kavgada 3 ölü
14:48 Mezitli Milli Eğitim Müdürü’nden öğretmene saldırı
14:38 Engelli kadına tecavüz eden faile ‘iyi hal’ indirimi
14:31 HDP, Avrupa Parlamentosu’nda temaslarda bulundu
14:19 Gazeteci Oruç ve Müftüoğlu’nun duruşması ertelendi
13:28 Kışanak ve Tuncel’in davası ertelendi
13:25 CFWIJ'den gazeteci Müftüoğlu'nun gözaltına alınmasına tepki
13:22 Van’da 9 gözaltı: Baskın yapılan evin içine kurşun sıkıldı
13:20 Zap’a korucu takviyesi
13:19 İHD İskenderun: Önlenebilir her ölüm cinayettir
13:18 Gazeteci örgütleri: Müftüoğlu’nu serbest bırakın
13:18 Geçen yıl yaşamını yitiren Mehmet Çelik toprağa verildi
13:17 Kobanê Davası’nda mahkeme gizli tanıkları yönlendiriyor
13:17 Erdemli’de sit alanı satıldı
13:07 Katledilen Kürt iş insanları mezarları başında anıldı
12:57 Öcalan’ın aile ve vasisinden görüşme başvurusu
12:54 Sipêrêz Dağı’nda operasyon sürüyor
12:35 GÖÇİZDER dosyasında gizlilik kararı
12:28 Gözaltılara ortak tepki: Geri adım atmayacağız
12:06 HDP'den operasyon tepkisi: Ne yaparsanız yapın, kaybedeceksiniz
11:48 Federe Kürdistan’da Mayıs ayında 10 kadın katledildi
11:39 Şenyaşar ailesi: Egemenler devletin gücüne rağmen yalnız kaldılar
11:16 Batman’da gözaltına alınan kadınlar adliyeye sevk edildi
10:41 Öcalan’ın ilk avukatlarından Taşçı: Masaya oturmadan sorun çözülmez
10:30 Milli parklar ve doğal sit alanlarında ekolojik yıkım
10:17 Enflasyon yüzde 160’ın üzerine çıktı
10:04 ‘Geleceğin Türkiye’si için Hafıza, Hakikat ve Hesaplaşma’ konferansı
10:02 DFG Eşbaşkanı Müftüoğlu gözaltına alındı
09:14 Broomfield: Erdoğan ırkçı politikaları devreye koymak istiyor
09:13 Yoldaşım dediği oğlunu anlattı: Zulme karşı başkaldırdı
09:12 Borç defteriyle çalışan bakkallar kepenk indiriyor
09:11 TAR-DER Genel Başkanı: Gıda krizi yaşanıyor
09:10 ‘Gemlik Yürüyüşü’ çağrısı: Omuz omuza mücadele edelim
09:00 3 HAZİRAN 2022 GÜNDEMİ
08:35 HDK, HDP ve GÖÇİZDER’e polis operasyonu
02/06/2022
22:56 Vartinis Davası 5 Temmuz’a ertelendi
22:08 Tiryaki: Türkiye’de hukukçular adalet talebiyle yaşamını yitirdi
21:18 Mersin’de İşçi Filmleri Festivali başladı
21:08 TİM ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri’ni düzenleyen teklif kabul edildi
20:52 Temelli: Kürt sorununun çözümü demokratik müzakereden geçer
20:42 Bismil’de yıldırım çarpan çocuk yaşamını yitirdi
20:38 Toprak’ın cenazesi 284 gün sonra ailesine verildi
20:30 HDP’li Aydemir’den Bakan Nebati’ye gönderme
20:21 Çevre nöbeti Gaziemir için tutuldu
20:17 MHP Meclis'te kadın cinayetlerini savundu
19:48 Uludere'de intihar girişimi
19:39 Evrensel İnsan Hakları Derneği’nden Erdoğan hakkında suç duyurusu
19:29 Engelliler Haftası’nda etkinliğe engel!
19:25 Gözaltındaki tutuklu yakınları serbest bırakıldı
19:14 Beştaş ‘Türkiye Fedaileri’ isimli oluşumu iktidara sordu
19:11 Polis kimsenin olmadığı evde 'delil' aradı
19:08 Konserleri yasaklanan sanatçılara Munzur Festivali çağrısı
19:00 Kılıçdaroğlu, Dedeoğulları ailesinin akrabalarıyla görüştü
18:41 Bağlar'da doğalgaz patlaması: 4 yaralı
18:06 Kobanê Davası: Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı HDP belirleyecek!
17:52 Gazeteci Altan yaptığı haber nedeniyle ifadeye çağrıldı
17:39 ‘KCK İstanbul Ana Davası’ ertelendi
17:37 Çelik’i öldüren korucubaşı davasında avukatlar heyeti reddetti
17:21 Metîna’da helikopter düşürüldü
17:05 ‘Kayyım politikası yönetim rejimine dönüştürüldü’
16:58 ‘Gezi’de halk iktidara gücünü gösterdi’
16:34 TİP'li kadınlar, Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu
16:21 Batman Çayı’na giren genç boğuldu
15:37 Muğla'da ormanlara giriş yasaklandı
15:21 İzmir’deki tutuklu yakınları: Baskılar son bulsun
14:55 Gezi’de katledilen Ayvalıtaş mezarı başında anıldı
14:25 Askerin tutuklanma talebine 'subay' olduğu gerekçesiyle ret
14:24 Gözaltındaki 5 kadın yemekten zehirlendi
14:23 HDP'li Dündar'ın duruşması ertelendi
14:04 HABER-SEN: PTT çalışanları mobbinge maruz kalıyor
13:56 Avukat Ercan hakkında beraat
13:40 Kampüs Cadıları ‘Kadın Festivali’ne hazırlanıyor
13:20 Adalet Nöbeti'ne polis saldırısı
13:14 Galata Kulesi önünde kendini yakan Turan yaşamını yitirdi
13:12 Tutuklu yakınlarından 200'üncü güne çağrı
13:07 Suruç’ta katledilen Çiçek ve Deprem’in mezarına saldırı
13:03 Kobanê Davası'nda yeni gizli tanığın protestolarla ilgili bilgisi yok
12:31 Batman’da gözaltı sayısı 18’e çıktı
12:27 Melik ve Ayyıldız mezarları başında anıldı
12:19 Avukatlarından Öcalan için görüşme başvurusu
12:15 İzmir'de 'Uluslararası Film ve Müzik Festivali' yapılacak
11:12 Erdoğan’ın küfürleri için inceleme talep edildi
11:04 Gazeteci Sweeney: Türkiye'nin kullandığı kimyasal numuneleri elimizde
11:03 Günay: Halkımızı ‘Gemlik Yürüyüşü’ne çağırıyoruz
10:43 Sinan Cemgil ve arkadaşları anıldı
10:27 Festival Direktörü Kural: ‘Kadınların mirası’ umut ve mücadele dolu
10:26 Demirtaş davasının hakimi Gürlek, bakan yardımcılığına atandı
10:24 Aydeniz: Öcalan’ın özgürlüğü için Gemlik’e yürüyeceğiz
10:13 Mahkeme Soylu'nun 'Kürtçesiz KADES'ini' iptal etti
10:12 Gezi anmasında gözaltına alınan 46 kişi serbest bırakıldı
10:00 Diyarbakır Yeni Sebze Hali’nde 148 iş yeri kapandı
09:47 Hasta tutuklular için adalet nöbeti 200’üncü günde: Serbest bırakın
09:42 Zirgan’a saldırı: Bir çocuk yaralandı
09:39 ‘Kürtlere saldırılar Ortadoğu işgalinin başlangıcıdır’
09:33 ‘Dezenformasyon yasası’ görüşmeleri sabaha kadar sürdü: Geri çekilsin
09:32 Gazeteci Doğan: Efrîn büyük bir cezaevine dönüştürüldü
09:25 'Türkiye uluslararası mahkemelerde yargılanmalı'
09:25 Federe Kürdistan MİT’in karargahına dönüştü
09:24 İntihar ettiği iddia edilen genç hayatını kaybetti
09:18 Darp edilen HDP'li eşbaşkan suç duyurusunda bulundu
09:15 Sur'da kamulaştırma dayatması: Razı olana borç, olmayana dava
09:07 HDP’li Öcalan: Mücadelemize tecridi kırarak başlamalıyız
09:06 Zeki Çelebi cinayeti: Önemli olan tetikçi değil, perde arkasındakiler
09:03 Cezaevleri için verdiği mücadeleyle herkesin Havva Anası oldu
09:00 Eski korucubaşından 'silah bırakma' çağrısı
09:00 02 HAZİRAN 2022 GÜNDEMİ
01/06/2022
23:44 Dezenformasyon yasası görüşülüyor: Sansür torba yasası
22:08 Erdoğan’ın küfür ve hakaretine Twitter’dan tepki yağdı
21:58 Hüseyin Cevahir anıldı
21:53 AKP, İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi’ni Meclis’e sundu
21:41 Uludere'deki kazada bir işçi yoğun bakıma alındı
21:38 Kemalbay: Türkiye İhracatçılar Meclisi iktidarın baskısı altında
21:33 Buldan: Halklar artık hakaret ve küfreden bir cumhurbaşkanı istemiyor
21:22 ABD Türkiye’yi operasyonlara karşı uyardı
21:10 Kuzey ve Doğu Suriye’ye bombardıman sürüyor
21:00 Bodrum'da erkek şiddeti: Kadın ve çocukları rehin aldı
20:58 Yemekhaneyi dağıtan inşaat işçilerinden protesto
20:32 Özgüneş: Kürtlere düşmanlık ve savaşla bu işi çözemezsiniz