Şêx Seîd'den Abdullah Öcalan'a süren direniş: Özgürlük olmadan çözüm olmaz

AMED - Şêx Seîd'den Abdullah Öcalan’a kadar Kürt liderlerine dönük komploların devam ettiğini söyleyen Kasım Fırat, "Çözüm için Öcalan’ın özgür olması gerek. Güvenli bir ortam yaratılmalı" dedi. 
 
Şêx Seîd ve arkadaşlarının 1925'te geliştirdiği direnişin üzerinden 100 yıl geçti. Bu süreçte Kürt liderlere dönük komplolar devam ederken, imha ve inkar polikaları da derinleştirildi. Birinci Dünya Savaşı sonrası Kürtdistan coğrafyası Türkiye, İrak, Suriye ve İran arasında pay edildi. Kürtlerin siyasal ve kültürel tüm hakları yok sayıldı. Kemal Atatürk tarafından verilen özerklik sözleri unutulurken, Kürtlere ait medreseler bir bir kapatıldı ve yoğun bir asimilasyon sürecinin de startı verildi. 
 
Azadî Hareketi çatısı altında örgütlenen Kürtler, haklarını talep etmek amacıyla çalışma başlattı. Azadî Hareketi liderlerinden Xalid Begê Cibrî ile Yusuf Ziya tutuklandı. Halid Bey, 15 Nisan 1925 tarihinde Bedlîs'te birkaç arkadaşıyla birlikte idam edildi. Şêx Seîd ise, 4 Ocak 1925'te Çewlîg yolu üzerinde bulunan Qirikxan köyüne gitti. Şêx Seîd, burada yaptığı toplantı sonrası Çewlîg’e geçti. Burada önde gelen isimlerle bir araya gelen Şêx Seîd, 13 Şubat'ta Amed’in Piran (Dicle) ilçesinde bulunan ağabeyi Şêx Abdurrahim'in evine gitti. 
 
Şêx Abdurrahim'in evine düzenlenen baskın nedeniyle çıkan çatışmada 3 asker yaşamını yitirdi. Daha planlama aşamasında olan Şêx Seîd liderliğindeki direniş de bu olayla birlikte başladı. Direnişin başlaması sonrası Çewlîg, Amed, Erzirom, Mûş ve Riha'da birçok merkez direnişçilerin kontrolüne geçti. Ancak Amed merkezinin kuşatması sonuçsuz kaldı. Geri çekilme sırasında bacanağı Kasım Ataç’ın devletle yaptığı işbirliği sonucu Şêx Seîd, 15 Nisan 1925 tarihinde tutuklandı. 
 
Şêx Seîd ve 47 dava arkadaşına 28 Haziran 1925 tarihinde idam cezası verildi, bir gün sonra da idam infaz edildi. Aradan 100 yıl geçmesine rağmen Şêx Seîd ve dava arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmadı. 
 
1925 yılının 29 Haziran’ın da Şêx Seîd hakkında idam kararı veren devlet, 74 yıl sonra 29 Haziran 1999’da ise PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkında “idam” kararı verdi. PKK Lideri Öcalan, yaptığı değerlendirmelerde, Şêx Seîd'in idam edilişinin yıl dönümünde kendisi hakkında da benzer bir kararın verilmesinin tesadüf olmadığına işaret eder. Abdullah Öcalan, ayrıca "Kürtlere yönelik soykırım 1925'te başladı" tespitinde bulunur. 
 
Şêx Seîd’in torunu olan Şêx Seîd Derneği Başkanı Kasım Fırat, tarihsel süreç ile günümüzde yaşananlar arasındaki benzerliğe dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Kürdistan, Kasr-ı Şirin Antlaşması ile ikiye, Lozan Antlaşması ile de de dörde bölündü. Lozan sonrası Kürtlerin tüm hakları yok sayıldı. O sürece nasıl gelindi?
 
Kürtlerin parçalanması Kasr-ı Şirin'e dayanıyor. 4. Murat, 1639’da Amed’e geliyor ve 1 ay kalıyor. Kürtlerin önde gelenleri ile toprakları üzerine bir görüşme yapıyor. Şêx Seîd’in 6 kuşak önceki dedesi bu görüşmelerde muhalefet yapıyor. Padişaha gaflet içinde olduklarını söyleyerek, halka zulüm ettiklerini, kendileri için meşru olmadıklarını söylüyor. 4. Murat bu söylenenlere karşı ses çıkarmıyor. Sonrasında Bağdat’a sefere gidiyor ve savaşı kazanıyor, güçleniyor. Kasr-ı Şirin'i o zaman İranlılar ile imzalıyorlar. Antlaşmanın temelinde Kürtlerin inkarı ve imhası yer alıyor. Kürtlerin ilk parçalanması 1639’dadır. 4. Murat bundan 6 ay sonra Amed’e dönüyor ve bir katliam başlatıyor. Büyük bir katliam yapıyor. Kürt mirleri, şêxler, önde gelen aileler hepsi kılıçtan geçiriliyor. Şêx Seîd’in ailesi de katliamdan geçirilen ailelerden biri. Köyleri ve medreseleri yıkılıyor. Kalanlar ise dört bir yana dağılıyor. O zamandan bu yana Kürtlere dönük baskı ve zulüm Lozan’a kadar devam ediyor. 
 
Şêx Seîd ve arkadaşlarını direnişe iten nedenler neydi?
 
1921 Anayasası'nda Kürtleri tatmin eden bir karar alınmadı ancak inkar da yoktu. Kürtlerin olmadığı resmi bir şekilde inkar edilmiyordu. 1924 Anayasası'nda ise Kürtlerin varlığı her açıdan resmi olarak inkar edildi. Kürtlerin olmadığı Meclis’te söylendi ve kanunlar çıkarıldı. Kürtçenin olmadığı, herkesin Türk olduğu iddia edildi. Şêx Seîd ve arkadaşları bunu kabul etmedi. Kürtlerin güçlü olmasa da bir örgütlemesi vardı. Şêx Seîd’inde bu örgütlü yapılar ile ilişkileri vardı. Xalit Begê Cibrî, Xalid Begê Hesenî, Yusuf Ziya ve Hacı Musa gibi Kürtlerin önde gelenleri ile sıkı ilişkileri vardı. Gelip ziyaret ederlerdi, Şêx Seîd’ten yardım isterlerdi. Şêx Seîd’in oğlu Şêx Eli Rıza efendinin diplomat ilişkileri iyiydi, sürekli Lübnan ve Suriye’ye gider ticaret ve siyaset ile ilgilenirdi. 
 
 
Şêx Seîd mahkemeye gitmeyi kabul etmedi. "Biz bir halkız, dilimiz var, gelenek ve göreneklerimiz var" mahkemeye gitmedi. Bütün zenginliklerini bu yolda feda ederek yola çıktı. 
 
1925’te Xalit Beg ve Azadî Cemiyeti’nin birçok üyesini Bedlîs’e mahkemeye çağırdılar. Çağrılanlardan biri de Şêx Seîd efendiydi. Şêx Seîd, mahkemeye gitmeyi kabul etmedi. Bölgenin kaymakamı havaların soğuk olduğu, Şêx Seîd’in hasta olduğu için gelemediğini belirterek, yaz aylarında gelebileceği yönünde bir yazı gönderdi. Ancak Xalit Beg ve birçok kişi gittiler. Orada da gözaltına alındılar. Şêx Seîd mahkemeye çıkmamaya kararlıydı. “Biz bir halkız, bizim dilimiz var. Bizim bir dinimiz ve gelenek ve göreneklerimiz var. 1924’te çıkardığınız kanunlar bize göre değil” diyerek, mahkemeye gitmedi. Şêx Seîd kültürel olarak zengin bir insandı. Medresesinde birçok alanda ve 5 dilde dersler veriliyordu. Bütün zenginlikleri bu yolda feda ederek yola çıktı.
 
Sonrasında neler yaşandı?
 
Bir söz vardır; “Bizans’ta oyunlar bitmez.” Türklerin de yüz yıllardır devletleri var ve onlarda da oyun bitmez. Şêx Seîd, 4 Ocak tarihinde aile bireyleri ve destekçileri ile birlikte evinden çıktı. Çewlîg’e gitti. Tatos (Tekman) ve Kanirêrş (Karlıova) arasından bulunan Qiriqan köyüne gitti. Büyük bir köydür. Burada bir karar aldılar ve kongre yapacaklarını söylediler. Şêx Alî Rıza, Suriye’deydi, ticaret yapıyordu, parası çoktu. Bir grup insan İstanbul’a gidiyor orada 10-15 gün Kürtlerin önde gelenleri ile bir dizi görüşme yapıyorlar. Görüşmelerde tutuklu Xalit Beg onlar için neler yapacakları üzerine konuşuyorlar. Yapılan bu görüşmelerde Kürtlerin önde gelenlerinden Şêx Seîd ile görüşülmesi ve İstanbul’da bulunanların desteklemesi kararı alınıyor. Bunun üzerine birçok aşiretten 200 kişinin katılımı ile Qiriqan’da toplantı yapılıyor. Bu toplantıda Kürtlerin imha ve inkarına karşı mücadelenin vacip olduğu belirtiliyor. İslam literatürüne göre bunun adı cihattır. Mücadeleye “cihad” adını verdiler ve katılanların “mücahid” olduğu belirtildi. Nasıl bugün “Gerilla” ve “Peşmege” deniliyorsa o zamanda “mücahid” denildi. Bu mücadeleye öncülük edeni de “Reis-i Mücahid” olarak ilan ettiler. Şêx Saîd, Reis-i Mücahid olarak ilan edildi. Toplantı sonrası Şêx Seîd Kürtlerin bütün önde gelenlerine Reis-i Mücahid unvanı ile mektuplar yazdı. 
 
Mektuplarda Kürtlerin inkâr edildiği, 1924 Anayasası’na karşı herkesin mücadele etmesi gerektiğini belirtildi. Çewlîg, Kanîrêş, Dara Hênê ve Pîran’a kadar geldi. Bu 40 gün sürdü. Şêx Seîd ve arkadaşları, bütün Kürtleri uyararak, Kürtlerin de diğer halklar gibi kendi hakları ile yaşaması gerektiğini belirtti. Bu amaç uğruna insanları uyandırmaya başladılar. İnsanlar bu bilince ulaştıktan sonra Ankara ile iletişime geçerek, Kürtlerin inkâr edilmesinin vicdani olmadığı, hukuki yollar ile Kürtlerin varlığının tanınmasını amaçladılar. Kürtlerin eşit bir şekilde yaşamasının hak olduğunu belirttiler. Ankara’da çözülmez ise Birleşmiş Milletlere (BM) mektup göndererek, Kürtler ve Türkler arasındaki bu davaya aracı olmaları istenecekti. 
 
Bu mektuplar karşı yanıt ne oldu? 
 
Ankara bunu engellemek için Kürtler arasındaki kimi ilişkilerini kullanarak, bir provokasyon yarattı. 13 Şubat’ta Piran’da Şêx Seîd’in kaldığı eve giden askerler kimi mahkumların kaçtığını ve onları teslim almaya geldiklerini söylediler. Şêx Abdurrahim dışarıda muhafızdı ve onlara hürmetsizlik yaptıkları, içerde binlerce kişinin olduğunu söyledi. İçeridekiler dağıldıktan sonra bu kişilerin teslim olmaya geleceklerini söyledi. Ancak askerler hakaretlerde bulunuyorlar. Bu noktada silahlar çekiliyor ve artık geri dönülmez bir yol açılıyor. Şêx Seîd bu anda “Allah’tan geldik Allah’a döneceğiz” diyerek “Devrimimiz hayırlı olsun” diyor.  Şêx Seîd ve arkadaşları Piran’dan çıkarak, Hêni ve Gêl’e doğru çalışmalarını sürdürüyor. 
 
Bu olay dört bir yanda duyuluyor, dalga dalga yayılıyor. Birçok yerde halk yönetime el koyuyor. Dara Hênê kısa bir sürede başkent ilan ediliyor. Feqî Hasan başa getiriliyor ve asayiş oluşturuluyor. Kimseye haksızlık yapılmaması, zulüm edilmemesi, gasp yapılmaması gibi hukuki kararlar alınıyor. 13 Şubat’tan sonra Şêx Saîd, Reis-i Mücahid olan imzasını değiştiriyor ve Mûhammed Saîd-e Paloyi el-Amedî diyor. Kendini hizmetkar olarak ilan ediyor. Devrimcilerin hizmetkarı olarak kendini görüyor. Bu imza ile mektuplarını gönderiyor. Onun ruhunda teslimiyet yoktu. Zalimlere teslim olunmayacağını, onlarda merhamet, vicdan olmadığını biliyordu. Bunun için silahına güvendi ve bütün ailesi ile mücadeleye katıldı. Onun birkaç evladı vardı hepsi bir cephedeydi, 3 kardeşi şehit oldu. Bütün akrabalarını bu mücadeleye kattı. Bu mücadelenin toplumsallaşması için çaba gösterdi. 
 
100 yıldır Şêx Seîd ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Şêx Seîd ve arkadaşları Kürtlerin tarihinde bir semboldür. İşgalciler insafsızdır. Kürtlerin önderlerinin hatırlanmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Korktukları için onu (Şêx Seîd) katlettiler, yine ondan korktukları için mezar yerini sakladılar. Gerçeklerin yazılmasından korkuyorlar. Yıllardır mahkeme salonları ve Meclis’te mezar yerlerinin bulunması için çabalıyoruz. 47 kişi bir günde idam edildi ama mezarlarının nerede olduğu bilinmiyor. Bilmediklerinden değil, korktukları için açıklamıyorlar. Hala Şêx Seîd’ten korkuyorlar. Mezar yeri belli olursa, “İnsanlar ziyaret eder, gerçekleri öğrenirler” diye korkuyorlar. Nasıl o zaman hukuksuz yere insanlar katledildiyse bugün bu katliam mezar yerlerinin saklanması ile devam ediyor. Katledilen insanlardan bir tanesi “Türkçe bilmiyor” diye katledildi. 
 
 
 Kürtlerin önderlerinin hatırlanmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Korktukları için mezar yerini sakladılar. Gerçeklerin yazılmasından korkuyorlar. 
 
Ahmet Süreyya Örgeevren kendi hatıralarından bunu yazmış. “İdam kararı verildi, idam ettik, o çocuk benim rüyama geldi. Dağkapı’da bulunan bir otelde” diye belirterek, rüyasına gelen çocuğun “Neden beni idam ettin? Benim günahım neydi?” diye sorduğunu belirtti. Birkaç kez uyanıp uyuduğunu ve hep çocuğu gördüğünü belirtiyor. Örgeevren, sabah olması ile birlikte heyete giderek, “Bu yaptığımız zulüm, ahlaksızlıktır. Bunları yapmamalıyız” diyerek heyetten ayrılıyor. Arkadaşları ona kızıyorlar. Konu ile ilgili Başbakan İsmet İnönü’ye telgraf gönderiyorlar. İsmet İnönü telgrafı yanıtlayarak, “Ahmet Süreyya’ya selam söyleyin, Türkçe bilmeyen biri bizim için makul değil, Kürt bir genç ve Türkçe bilmiyorsa onun hakkı ölümdür. Ahmet Süreyya bunlara karışma ve heyet ne diyorsa onu yap” diyor. Kürtlerin bundan ders çıkarması ve ona göre adım atması lazımdır. 
 
74 yıl sonra yine bir Kürt isyanının lideri, yani Abdullah Öcalan'a idam cezası verildi. Yine isyanın başladığı tarihler ile PKK Lideri Öcalan'a dönük komplonun tarihleri aynı döneme denk geliyor. Bu bir tesadüf müydü? 
 
Uluslararası komplonun 15 Şubat’a denk getirilmesi de tıpkı 29 Haziran’da idam kararının verilmesi tarihi gibi tesadüf değildir. Bu tarihi günler seçilerek, tarihi mesajlar veriliyor. Komploları bitmiyor. Kürtlere “1925’te ne yaptıysak bugün de aynısını yapıyoruz” diyorlar. Bunlardan ders çıkarmamız gerek. Bugün de bazı adımlar atılıyor ama bana göre bu adımların arkasında yine komplolar var. Kürtlerin önde gelenleri bu yaşananlardan ders çıkarmalı ve ona göre adımlar atmalı. Kürtlerin yüzyıl gibi bir tecrübesi var. Bu yüzyılda çok şey yaşadık. İran, Irak, Suriye ve Türkiye yüzyıldır Kürtlerin inkârı üzerine politika yürütüyorlar. Bugün de bu politika devam ediyor. Suriye’de bugün başa getirdikleri kişi insanları katleden biridir. Bir zalim gitmiş yerine başka bir zalim gelmiş. Kürtlerin inkârı üzerine ittifakları devam ediyor. Bugün İran, Suriye’ye muhalif gibi gözükse de mesele Kürtler olunca yine bir olurlar. Biz bunu bilerek hareket etmeliyiz. Kürtler yüzyıldır direniyor ve binlerce şehit verdiler. Bugün Kürt siyaseti varsa şehitlerin sayesindedir. Kürtlerin hata yapma hakları yok. Kürtler güçlü bir birlik oluştururlarsa bugünden sonra inkâr edilemezler ve eskiden maruz kaldıkları katliamlara bir daha maruz kalmazlar. Dünya bugün Kürtleri biliyor ve onların haklarını tanıyor. Kürtler birlik olursa önümüzdeki günler onlar için aydınlık ancak bunu yapamazsak yine hüsran yaşanır. 
 
Söz ettiğiniz komplolar hedefine ulaştı mı? 
 
Tarihte her zaman komplo ve imha politikalarına cevap verilmiştir. Sait Elçi, 1967’de Şêx Seîd’in oğlu Şêx Alî Rıza efendiye “Şêx Saîd neden başaramadı?” diye sordu. Şêx Alî Rıza efendi, şöyle cevap verdi: “Sait efendi sen yanılıyorsun, Şêx Seîd ve arkadaşları başardılar.” Sait Elçi “Nasıl başardılar?” diye sorunca Şêx Alî Rıza, “İki şekilde başardılar. Bu mücadeleye katılanların hepsi makam, mevki, irfan sahibi insanlardı. Başında, bu mücadelede yer alanlar ‘şehit olur’ denildi ve bu İslam’da en büyük mevki. Hepsi şehit olarak yüksek bir dereceye yükseldiler. Bu başarının manevi tarafıdır. Bu başarının bir de fiziki yanı var. Eğer biz mücadeleye girişmeseydik, cumhuriyet fakir köylerin arasında para dağıtacaktı, birkaç köy ağası öldürülecek, toprakların bir kısmı köylülere verilecekti. O fakir köylüler de ‘Cumhuriyet bizi zenginleştirdi, ağalardan kurtulduk’ diyecekti. Birkaç yerde de aileler batıya, Türk aileler de Kürtlerin yaşadığı yerlere yerleştirilecekti. Böylece artık ‘Kürt’ diye bir şey kalmayacaktı. Bu mücadele olmasaydı ‘Sen Kürt müsün?’ diye sorulduğundan bugün herkes bunu inkar edecek ve Türk olduğunu iddia edecekti. Ancak biz ne yaptık? Biz mezhepsel ve sınıfsal farkı ortadan kaldırarak, bütün Kürtleri bir amaç uğruna bir yana getirdik ve ulusal bir kimlik yarattık. Bugün Kürtler var, Kürtler mücadele ediyor. Sınıfsal ve çelişkili farkları bir yana iterek, herkesi bir amaç uğruna bir araya getirdik. Mesele sınıf meselesinden çıkıp ulusal bir kimlik kazandı. Bunun için biz başardık. Siz bugün biz Kürt’üz diyorsanız bu başarıdır” diyor. Sait Elçi bunun üzerine, “Biz ne yapalım bize nasihatlerinin nedir?” diye sorunca Şêx Alî Rıza, “Okuyun, mutlaka okuyun. Makam mevki sahibi olun ve her yerde kendi diliniz ile konuşun. Ne olursanız olun, zengin fakir, makam sahibi ya da değil kendi diliniz ile konuşun. Halkınıza sırtınızı dönmeyin” diyor. Bunun için başardılar. 
 
 Kürt sorununun çözümüne dair bugün yeni bir süreç başlatıldı. İktidar ve MHP'den sık sık "kardeşlik" çağrısı yapılıyor. Bu kardeşlik nasıl tesis edilebilir? 
 
 Kardeşlik hukukunda adalet ve eşitlik olması gerek. "Kürt-Türk kardeştir" söylemi dile kalıyor. Çözüm için Abdullah Öcalan'ın özgür olması gerekiyor. Güvenli bir ortam yaratılmalı.
 
Kardeşlik güzeldir. Ama bu sözde kalmaz ise güzeldir. Kardeşlik hukukunda adalet ve eşitlik olması gerek. “Kürt-Türk kardeştir” söylemi dilde kalıyor, pratiği yok. Türklerin devleti, dili varken nasıl Kürtler ve Türkler kardeş oluyor? Bunu gerçek anlamda sağlayabilmek iyidir. Bugün “Silahlarınızı gömün ya da sizi silahlarınız ile gömeriz” söylemindeki dil kötü bir dil. Para, pul ve makam mevki için bu insanlar savaşmıyorlar. 40 yıldır savaşan insanlara “Gelin silahlarınız karşılıksız gömün” demek ahlaki değil ve gerçekçi de değil. Kürtlerin hakları tanınırsa, Kürtler ve Türkler arasında eşitlik sağlanırsa, İslam’a uygun bir kardeşlik olacaksa bu kötü değil. Kardeşlik olacaksa biz bunu destekleriz. Huzur için bunu herkes ister. Kürtler büyük bedeller verdi. Bu bedellerden sonra karşılıksız teslim olmaz ve boyun eğmez, bu mümkün değil. 100 yıldır Kürtler yok edilmedi. Biz varız, bizim dilimiz var ve biz baş eğmeyiz. Kürtlerin haklarına saygı duyulsun. O zaman din kardeşliği de olur halkların kardeşliği de olur. Bunu da herkes kabul eder. 
 
Yeni sürecin sonuca ulaşması için hangi adımlar atılmalı? 
 
Çözüm için Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerek. Güvenli bir ortam yaratılmalı. Bir söz ve komplolar ile bu olmaz. Bir yandan çağrı yapıp, bir yandan da Kürtlerin kuyusunu kazmak; bir gün Suriye bir gün İran’a bir gün Irak’a gitmek ile bu iş olmaz. Kürtleri kandıramazsınız. Uluslararası güçlerin gözlemci olması gerek. Güvenli bir ortam olmalı. Birleşmiş Milletler buna müdahil olmalı. Komisyonlar olmalı. Herkes kendi eksiğini kabul etmeli. Helalleşme olurken “Allah’ım şu günahı işledim ve pişmanım” denir. Bu şekilde helalleşme olur. Ne için insanlar savaştı, birbirini öldürdü? Bunun tespiti yapılmalı. Bu mesele uluslararası bir meseledir. Kürtler de o zaman fedakarlıklar yaparlar. Bizim üstümüze ne düşerse o zaman da biz yaparız. Onurlu bir barışta huzur var. 
 
MA / Müjdat Can 

Diğer başlıklar

28/02/2025
11:05 EMEP Başkanı Aslan: Hak ve özgürlükler alanını genişletecek adımlar atmalı
11:01 Ağabeyini 4 yıl sonra tarihi karede gördü: Artık özgür olmalılar
10:40 İran rejimi 8 yılda en az 56 Beluc çocuğu katletti
10:39 Oluç: Devletin ve iktidarın atması gereken adımlar var
10:34 Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısı gazete manşetlerinde
10:03 Alandan çağrıyı dinleyen Barış Anneleri: Önderimize güveniyoruz
10:02 Gazeteci Çalışlar: Çağrı doğru değerlendirilirse yeni ufuklara yelken açılır
09:39 'Burslar temel ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek bir orana yükseltilsin'
09:19 Kolektif ruhla büyüyen müzik okulu
09:16 Antalya'da kıyı işgali uydu görüntülerine yansıdı
09:14 Ömrünün 33 yılını cezaevinde geçirdi: Çağrı son değil bir başlangıçtır
09:13 Emeğin görünmez hali: Ev işçileri
09:12 168 yıllık direniş: Kutlama değil bedel ödenmiş mücadele günü
09:10 Bakanlık 'fuhuş çetesinin' soruşturmasını görmedi!
09:08 'Kadın Sözleşmesi' için hazırlık yapılıyor
09:05 İşte o tarihi anlar: Abdullah Öcalan heyeti nasıl karşıladı, neler yaşandı?
09:00 28 ŞUBAT 2025 GÜNDEMİ
08:08 Mesrur Barzani: Barışçıl çözüm çabasını destekliyoruz
00:05 Beyaz Saray: Öcalan’ın çağrısı önemli bir adım
27/02/2025
23:45 BM Sekreteri Guterres: Öcalan’ın çağrısı barış için umut ışığıdır
23:06 Tarihi çağrı sonrası iktidar kanadından ilk açıklamalar
22:53 Mesud Barzani: Türkiye’deki barış sürecini destekliyorum
22:15 Die Linke Eşbaşkanı: Öcalan serbest bırakılmalıdır
22:10 Kubat Talabani: Öcalan demokratik çözümün kapısını açtı
22:04 Avrupa’da yaşayan Kürdistanlılar tarihi çağrıyı kitlesel izledi
21:47 Cenazesi bulunan bebeğin annesi ve bir kişi tutuklandı
21:43 İdris Baluken: Dünyanın kilitlendiği tarihi bir ana tanıklık ettik
21:34 Özgür Özel: Çözüm için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız
21:21 Türkiye, Eyn Îsa’ya saldırdı
20:37 Neçirvan Barzani: Sürecin başarısı için her türlü iş birliğine hazırız
20:31 Beyza Üstün: Bundan sonraki süreci iktidarın adımları belirleyecek
20:25 Tişrîn direnişçileri Abdullah Öcalan’ın mesajını dinledi
20:20 Mazlum Ebdî: Öcalan’ın çağrısı bize değil PKK’yedir
20:13 Êzidîlerden tarihi çağrıya destek: Süresiz eylemde olacağız
20:03 Barış Akademisyeni Hamzaoğlu: Devletin atması gereken adımlar var
19:51 Bafil Talabani: Bu sürece katkıyı ulusal bir sorumluluk olarak görüyoruz
19:49 Davutoğlu ve Babacan’dan tarihi çağrı sonrası açıklama
19:31 Sözcü TV’den Kürtçe'ye sansür!
19:28 Türkiye tarihi çağrı için ekranlara kilitlendi: İmralı’ya bin selam
19:26 Tarihi açıklama sonrası CHP MYK olağanüstü toplandı
19:20 Abdullah Öcalan’ın çağrısı dünya basınında
19:19 Salih Müslim: Şimdi sıra Türkiye'de
19:12 Barış Vakfı Başkanı Tahmaz: Top artık Ankara’da
19:06 İşte Abdullah Öcalan’ın el yazısıyla kaleme aldığı çağrı metni
19:02 Amed’de tarihi anlardan notlar
18:57 TJA’lı Rojbin Bor serbest bırakıldı
18:56 AB Türkiye Raportörü Amor: Öcalan’ın çağrısı çözüm için başlangıç noktası
18:54 Yektan Türkyılmaz: Tarihi ve çok önemli bir çağrı
18:51 Yasaklarda katledilenlerin aileleri çağrıya odaklandı
18:48 YPG Basın Sorumlusu: Öcalan’ın mesajı savaşı durdurmaya dönüktür
18:40 Musa Piroğlu: Bitiş değil, yeni bir başlangıç
18:39 Mêrdîn'de gözler ekrana kilitlendi
18:16 Abdullah Öcalan Türkiye gündeminde ilk sırada
18:11 Akın Birdal: Derhal Meclis toplanıp yol haritası çıkartmalı
18:09 Silêmanî ve Mexmûr halkı Abdullah Öcalan’ın çağrısını dev ekrandan dinledi
18:01 Öcalan'ın çağrısı sonrası DEM Parti bileşenleri toplandı
17:59 Kuzey ve Doğu Suriye’de çağrı coşkuyla karşılandı
17:58 Çağrıyı gözyaşlarıyla dinlendiler
17:29 Abdullah Öcalan’ın fotoğraflarıyla çağrıyı dinlediler
17:17 21 kişinin öldüğü kaza davasında sadece şoförlere ceza verildi
17:08 Onbinler Wan Kent Meydanı’nda
16:57 Öcalan'dan 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısı: Silah bırakma siyaset ve hukuki tanınma gerektirir
16:47 İşte tarihi çağrının fotoğrafı
16:29 Onbinler Wan ve Amed'te tarihi çağrıyı bekliyor
15:46 Şêx Seîd Meydanı'nda tarihi çağrı heyecanı: Gece uyuyamadık
15:42 İmralı Heyeti 'Bijî Serok Apo' sloganıyla karşılandı
15:32 Tarihi çağrıyı okuyacak isimler belli oldu
15:23 Tarihi çağrı İmralı fotoğraflı olacak
15:17 Amed’de tüm sokaklar Şêx Seîd Meydanı’na çıkıyor
15:06 En az 300 gazeteci tarihi çağrıyı takip edecek
14:31 Sünel Tütün işçileri grevde
14:17 İmralı'daki tarihi görüşme sona erdi
14:06 Binler Amed'e akıyor
14:04 Akdeniz kayyımı 5 kişiyi daha işten çıkardı
14:00 8 Mart etkinliklerinde tarihi çağrıya davet
13:51 Amed Barosu yönetimi 'Ermeni Soykırımı' davasından beraat etti
13:44 İran özel kuvvetleri sivil araca ateş açtı: 1 çocuk hayatını kaybetti
13:18 Kuzey ve Doğu Suriye’nin 7 kentinde ekranlar kuruldu
13:04 SOHR: 24 saatte en az 5 kişi öldürüldü
12:58 Botanlılar tarihi açıklama için Amed'e doğru yola çıktı
12:05 Amed tarihi açıklamaya hazırlanıyor
12:03 Kent Meydanı tarihi çağrıya hazır
12:01 Dîlok'ta 3 kardeş soba dumanından kaynaklı yaşamını yitirdi
11:46 Tarihi çağrının yapılacağı yer belli oldu
11:42 QSD son 24 saatin bilançosunu açıkladı
11:29 İran Parlamentosu ulusal ve yerel dillerde eğitimi reddetti
11:19 Tarihi açıklama için Silêmanî’de ekran kurulacak
10:54 Avrupa’dan tarihi çağrı için açıklama: Toplum merkezlerinde buluşalım
10:50 İsrail-Hamas arasında esir takası yapıldı
10:24 Abdullah Öcalan'ın mesajının izleneceği Şêx Seîd Meydanı’na davet
10:08 Rize'de tutsaklara keyfi soruşturma
09:58 Özerk Yönetim Şedadê’deki saldırıyı kınadı
09:25 Amed tarihi çağrıya kilitlendi: Abdullah Öcalan özgür olmalı
09:25 Sûr’da kadınlara psikolojik ve hukuki destek için merkez açılıyor
09:24 30 yıllık hasta tutsağın tahliyesi ertelendi
09:21 Bir Grup Müslüman Aydın üyesi Mahmutoğlu: Hep birlikte başaracağız
09:20 Ramazan alışverişine ekonomik kriz etkisi
09:17 Kadınlar hayatları ve hakları için alanlarda buluşacak
09:16 Delil kabul edilmemişti: İşkencenin görüntüleri ortaya çıktı
09:15 Cezasızlık politikaları istismarı artırıyor
09:14 Özgürlük ısrarı: Abdullah Öcalan’dan 8 Mart mesajları
09:12 Devrim gerçeği: Özerklik ve doğrudan demokrasi
09:03 7 kişilik heyet İmralı’ya doğru yola çıktı
09:00 27 ŞUBAT 2025 GÜNDEMİ
08:09 Meteoroloji’den kar, yağmur ve don uyarısı
07:46 Beykoz Belediye Başkanı Köseler gözaltına alındı
26/02/2025
23:43 Ukrayna, ABD ile yapılacak anlaşma taslağını onayladı
23:37 Riwêşid kırsalında12 kişi katledildi
23:29 Eyn Îsa kırsalında bir gencin cenazesi bulundu
23:24 Tarihi Kestel Kalesi'nde yangın
22:45 Zonguldak'ta bir köy karantinaya alındı
22:18 Wan’da Kent Meydanı çağrısını halk 'Bijî Serok Apo' sloganıyla karşıladı
22:13 Amed’e çağrı: Gelin bu tarihi açıklamaya hep birlikte kulak verelim
21:47 Wan Barosu’ndan ‘#ozgurbasinsusturulamaz’ kampanyası
21:23 Gazze'de soğuktan hayatını kaybeden bebek sayısı 7’ye yükseldi
20:53 Lavrov: Rus ve ABD’li yetkililer yarın İstanbul’da görüşecek
20:36 İmralı açıklaması Amed ve Wan’da dev ekranlarda verilecek
20:33 İmralı Heyeti, Abdullah Öcalan’ın çağrısını aktaracak
20:22 Trump: Zelenski değerli madenlerle ilgili anlaşmayı imzalayacak
19:47 Cenevre eylemi 50'nci ayında: Barış Öcalan’ın özgürlüğüyle mümkün
19:19 AP Milletvekili Jonas Sjöstadt: Umarız Öcalan’a gerekli koşullar sağlanır
18:57 DEM Parti: Açıklama yarın İstanbul’da yapılacak
18:57 KHK eylemi 320'nci haftada
18:46 İmralı Heyeti'nin açıklama yapacağı kent ve tarih değişti
18:06 MSD'den Şam’daki kongreye dair açıklama
17:55 ‘Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi' kuruldu
17:46 CHP’nin kurultayı için açılan davaların tümüne ret
17:21 Wan Barosundan sansür açıklaması
17:11 Qaxizman Belediyesi önünde seslendiler: Seçimle geldik kayyımla gitmeyiz
17:07 Marmara cezaevlerinde 7 bin 349 ihlal
17:04 Mintaş’ın taziyesine kitlesel ziyaret
17:02 TJA'lı Rojbin Bor gözaltına alındı
16:51 ‘Kadınlar Jin, jiyan, azadî felsefesiyle özgür yaşamı inşa ediyor’
16:48 Bakırhan: Öcalan devletin ezberini bozacak bir çağrı yapacak
16:30 İmralı’da tarihi görüşme netleşti: Ne zaman olacak, kimler katılacak ve çağrı yapılacak mı?
16:25 Eş Genel Başkanlar da İmralı Heyeti'nde yer alacak
16:13 İmralı Heyeti 28 Şubat'ta açıklama yapacak
16:03 Merak edilen başlıklar 3'üncü İmralı görüşmesi sonrası netleşecek
15:52 İmralı Heyeti doğruladı: Ziyaret yarın, heyette Ahmet Türk de var
15:37 Kadınlar 7 Mart'ta greve gidiyor
15:31 Zirgan’daki ciddi hasar görüntülendi
15:27 Gazetecilerden polis şiddetine karşı baroya başvuru
15:08 Akdeniz'de kayyım nöbeti: Talebimiz ısrarla barıştır
14:43 Aktaş, Yavuzel ve Yeşil anıldı
14:40 Tütün fabrikası işçileri greve gidiyor
13:37 Ege’de 8 Mart startı: Şiddet ve savaş politikalarına karşı alanlarda olacağız
13:35 Sudan ordusuna ait uçak düştü: En az 46 ölü
13:34 Zeyneb Celaliyan’dan mektup: Rojhilat ve İran halkları idamlara ses çıkarsın
13:04 Gazeteci Kaya'nın duruşması ertelendi
12:14 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Kayyım ataması tartışmaları geriye çeken adımlardır