İSTANBUL - Limter-İş Sendikası tarafından gerçekleştirilen panelde, farklı mücadele dinamiklerinin işçi sınıfının mücadelesiyle birleşik zeminler kurmasının önemine dikkat çekildi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiyecilik ve Antrepoculuk İşçileri Sendikası (Limter-İş Sendikası), 15-16 Haziran İşçi Direnişi’nin yıl dönümü vesilesiyle “15-16 Haziranın Güncelliğinde Genel Grev Genel Direniş” başlığıyla panel düzenledi. Suphi Nejat Ağırnaslı anısına gerçekleştirilen panel, İstanbul'un Kadıköy ilçesinde bulunan Bostancı Mahallesi’nde Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş) Toplantı Salonu’nda yapıldı. Panele çok sayıda siyasi parti, emek örgütü ve sendika temsilcisi katıldı. Panel saygı duruşunun ardından başladı.
Panelde, “15-16 Haziran’dan 19 Mart Halk İsyanına Kitle Hareketi, Söyledikleri” başlığında sunumunu gerçekleştiren Halkevleri üyesi Ali Ergin Demirhan, “Faşist iktidarların yükselişe geçtiği, Anayasal kazanımların kağıt üzerinde kaldığı bir dönemde isyanlarda muazzam bir genişleme yaşandı. Bunların bir kısmında sendikalar da rol oynuyor ama genel olarak belirli bir politik öncüden yoksun şekilde gerçekleşiyor. İşçi sınıfı bu örgütlerden mahrum bırakıldığında kendisini grevlerle değil, isyanla ifade ediyor” dedi.
‘KİTLELERİ POLİTİK BİLİNCE KAVUŞTURMAK GEREKLİ’
Ardından Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar da “İşçi Gençlik El Ele Genel Greve Genel Direnişe Zemininde 19 Mart İsyanı ve Devrimin Güncelliği” başlığında sunum yaptı. Sezin Uçar, şöyle konuştu: “15-16 Haziran’ın ayırt edici özelliklerinde bir diğeri de sendikal bürokrasiyle arasına mesafe koyması. 15 Haziran akşamı DİSK’in ‘orduyla karşı karşıya gelmeme’ çağrısına rağmen 16 Haziran’da iki kat daha fazla işçi sokağa çıkıyor. Uzun yıllardan beri devam eden yoksullaşma kriziyle, gençlikte çok yoğun bir geleceksizlik kaygısı var. Öğrenci gençliğin Mart Ayaklanması içerisinde bu kadar öncüleşmesinin bir sebebi de bu geleceksizlik ve yoksulluktur. 19 Mart faşist şeflik rejimi olarak tarif ettiğimiz rejimin seçimle gönderilemeyeceğini tarih bize göstermiş oldu. Hem Gezi’de hem Mart Ayaklanmasında kitleler devrimin güncelliğini somut olarak görmüş oldu. Kitlelerin kendiliğinden gelişen hareketi bize çok şey söylüyor. Bu kitleyi politik olarak bir devrimci bilince kavuşturmak gerek. Bizim faşizmi yenmek için politik özgürlüğü kazanmaya bunu yaratmak için de mücadeleye ihtiyacımız var, bu görev önümüzde duruyor.”
'MÜCADELEYİ BİRLEŞTİRMEK GEREKİYOR'
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi Onur Yoldaş Mete ise “Yoksulluk, Geleceksizlik Karşısında Gençlik İsyanı ve İşçi Sınıfı ile Ortak Mücadele” başlığında sunum yaptı. Mete, “Gençlik sadece üniversite öğrencileriyle kategorileştirebileceğimiz bir toplam değil. İktidar, 2015 sürecinden beri, Gezi ve Kobanê’nin buluşmasına ve iki ülke devriminin birleşmesi gerçekliğini görüp çöktürme planını devreye koydu. Ve gençliğe çok özel yöneldi, doğrudan politik zorunu, faşist terörünü kullandı. Sonrasında ise ideolojik zor ile devam etti. Savaş politikalarıyla beraber yoksulluk krizinin de derinleştiği ve geleceksizlik kriziyle gençliğin büyük bir öfkeyle sokağa çıktığını söyleyebiliriz. Birleşik politik gençlik örgütlenmesi ihtiyacı önümüzde var. Gençliğin akademik sorunları, Kürt gençliğin sorunları, işsiz işçi gençliğin mücadelesini politik özgürlük mücadelesiyle birleştirmek gerekiyor. Gençliğin işçi sınıfıyla eylem birliğinde daha ileri biçimler gerekiyor” şeklinde konuştu.
Panel konuşmalarından ardından soru cevap bölümüyle devam etti.