AMED - Abdullah Öcalan'ın "Ulusal Kongre" ile tarihin akışını değiştirmek istediğini söyleyen DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, bütün parti ve örgütlere "ortak akılla hareket edelim" çağrısı yaptı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, İmralı'da yapılan görüşmelerde, sık sık Kürt Ulusal Kongresi'nin toplanması, ulusal bir politikanın oluşturulmasının Kürtler için ertelenmez bir ihtiyaç olduğunu vurguladı. Kürdistan'ın 4 parçasındaki ve diasporadaki Kürt parti ve temsilcilerine Kürt Ulusal Kongresi'nin toplanılmasını gerekliliğine işaret eden birer mesaj yolladı. Mesajlar muhataplarına ulaştırılırken, Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye'de temaslarda bulunan heyet içerisinde yer alan Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı (DBP) Keskin Bayındır, Ulusal Kongre'nin önemini ve partilerin yaklaşımlarını değerlendirdi.
Kürt sorununun çözümün yegane dinamiklerinden birinin Kürt Ulusal Kongresi etrafında oluşturulacak ulusal birlik olduğunu söyleyen Bayındır, ulusal birlik girişim ve temaslarının yeni bir şey olmadığını, Abdullah Öcalan'ın 2013-2015'teki süreçte de bu meseleye dikkat çektiğini hatırlattı. Bayındır, tüm çabalara rağmen Ulusal Kongre'nin "iç problemler, küresel gelişmeler" nedeniyle gerçekleşmediğini söyledi. 12 yıl sonra tekrar Kürt sorunun demokratik çözümünün konuşulduğu bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Bayındır, "27 Şubat çağrısıyla Sayın Öcalan'ın öncülüğünde gelişen Kürt sorunun demokratik çözüm perspektifinin en önemli dinamiklerinden biri de ulusal birlik. Ulusal Kongre kendisini artık zorunlu kılıyor. Hem bölgesel hem de küresel ölçekteki gelişmeler ulusal birliğini ve ulusal mücadelenin bütünlüklü hale getirebilmesinin koşullarını yarattığı ölçüde Kürtlerin kazanımlarını koruyabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla Sayın Öcalan tekrardan böylesi bir fırsatı, Kürtlerin Ulusal Kongre etrafında bir araya gelmesine zemin sunan çözüm önerileri ortaya koydu. Bu çok önemli bir gelişme" diye konuştu.
'ÖCALAN TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYOR'
Bayındır, "Sayın Öcalan, Kürtler açısından olumsuz seyreden tarihin akışını değiştirmek için çok yoğun çaba harcıyor. Özellikle Kürtlerin kolay kolay bir araya gelemeyeceğini, gelebilmelerinin zorluklarını nerdeyse her bireyin gündemde tuttuğu bir durumda Sayın Öcalan, tarihsel meseleyi tersine çevirmek istiyor. Dolayısıyla bunun en önemli somut göstergelerinden bir tanesi de Ulusal Kongre'dir. Sayın Öcalan özellikle çok tarihsel gelişmelerin eşiğinde bulunduğumuz böylesi bir süreçte Kürtlerin birliğini artık kaçınılmaz olarak görüyor. Sayın Öcalan, mevcut koşullar uygunken Kürdistan'da bölgesel ve küresel gelişmelerde buna belli ölçüde imkan ve olanaklar tanıyorken artık hiçbir gerekçe Kürtlerin yan yana gelmesi önünde engel olmaması gerektiğini ifade ediyor. Bu yüzden Ulusal Kongre çağrısı yaptı. Bizler de bu Ulusal Kongre çağrısını gerçekleşmesi için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'GELİŞMELER ULUSAL KONGREYİ ZORUNLU KILIYOR'
Kuzey ve Doğu Suriye'de 26 Nisan'da gerçekleştirilen "Kürt Ulusal Kongresi'nin" Kürdistan'ın 4 parçasındaki hareketlerin bir araya geleceği zemin olduğunu, Kürtlerin kazanımlarını koruyabilecek, savunması, diplomasisi, eğitimi ve Kürtleri uluslararası hukuk zeminine taşıyabilecek tarihsel bir gerçekliğe denk düşecek durumu oluşturduğunu vurguladı. Bayındır, "Sayın Öcalan'ın bu çağrısına bütün siyasi partilerin, bütün örgütlerin ve hareketlerin olumlu cevap verebileceği zemininin oluşabilmesi için birlikte çaba ve arayış içinde olmamız gerekliliğidir. Gerçekten de zaman tarihsel gerçeklik ve önümüzde duran bölgesel gelişmeler artık bunu bizler açısından zorunlu kılan gerçekliğe denk düşüyor" diye belirtti.
'PARATİĞE GEÇMEME HALİ VAR'
Federe Kürdistan Bölgesi ve Kuzey ve Doğu Suriye'deki temaslarına değinen Bayındır, meseleye bakış açılarında nüans farklılıkları olduğunu söyledi. Ziyaretlerde, Kürt sorununun demokratik çözümü, kazanımları kalıcı hale getirme, büyütme ve geliştirme noktasında birlikte mücadele etme çabasını gördüklerini dile getiren Bayındır, "Ulusal birlik noktasındaki bu pozitif düşüncenin programı ve stratejisinin nasıl olacağına dair, hangi zaman diliminde harekete geçmemiz gerektiğine dair pratiğe geçmeme hali var. Bugün dünyanın bütün küresel güçleri Rojava, Suriye ve Ortadoğu eksenli yeniden projeler gerçekleştirirken Kürtlerin Ulusal Kongre ve ulusal birlik etrafında yan yana gelemiyor oluşu ciddi anlamda Kürdistan halkının kabul edebileceği bir mesele değil" şeklinde konuştu.
'HERKESİ ADIM ATMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
Ulusal Kongre'ye götüren stratejiyi yaratmanın kendileri açısından bir sorumluluk olduğuna işaret eden Bayındır, her dakikanın Kürtlerin geleceği ve kazanımlarını korumak açısından ciddi tehditler ve riskler barındırdığını ifade etti. Kürtlerin geleceğini riske edecek hiçbir örgüt ve partinin olduğunu düşünmediklerini kaydeden Bayındır, "Tam da burada herkesi, Sayın Öcalan'ın tarifini yaptığı, programını, stratejisini ve yol haritasını ortaya koyduğu ulusal birlik ve Ulusal Kongre'ye giden yola ilişkin somut adımlar atmaya, olumlu karşılık vermeye, topluma güven verici adımlar atmaya çağırıyoruz" dedi.
‘GEÇMİŞTEKİ TARTIŞMALARI GERİDE BIRAKMAK LAZIM’
Geçmişteki kimi olumsuz durumları geride bırakmak gerektiğini ifade eden Bayındır, hazırlık çalışmaları belli bir düzeye gelen ve gerçekleşmeyen 2013-2015 dönemi arasındaki Ulusal Kongre çalışmalarının önemli bir deneyim olduğunu kaydetti. Herkesin geçmişten dersler çıkararak, günümüz koşullarını gözeten bir yaklaşımla Ulusal Kongre'ye yaklaşması gerektiğini dile getiren Bayındır, şunları söyledi: "Tarihin sürekli olumsuz noktalarına atıfta bulunarak yol alamayız. Bu konuda çok ciddi kimi noktalar olduğunu biliyoruz. Kürdistan tarihi bunlarla dolu, fakat bugün önümüzde yepyeni gelişmeler var. Bu belli avantajlarda sunarken bizlerin Kürdistan parçalarındaki siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, kanaat önderlerinin, aydınların bu işe öncülük etme gereği önümüzde duruyor. Ya herkes ulusal çıkarları koruyacak ve ortak akılla hareket edecek ya da tarihsel kazanımların kaybedilişinde rol oynayacak. Bütün siyasi partilerin ve Kürdistan'daki örgütlerin, hareketlerin bu bilinçle hareket edip Ulusal Kongre'ye giden bir siyasi mücadeleyi yürüteceklerine inanıyoruz."
'OLUMLU CEVAP BEKLİYORUZ'
Kuzey ve Doğu Suriye'de Kürt siyasi hareketlerinin bir araya gelmesinin önemli bir inanç aşıladığını dile getiren Bayındır, şunları söyledi: "Bakûr, Başûr ve Rojhilat'taki parti ve hareketler bu anlamda daha avantajlı noktada duruyorken bizlerin geride kalması ve bunu zamana yayan, erteleyen noktada oluyor oluşumuz toplum tarafından kabul edilen bir durum değil. Toplum bize bu gerçekliği dayatıyor. Sayın Öcalan böylesi bir çağrıyı yapıyor. Bunun siyasal programını, stratejisini ve nasıl olması gerektiğinin bütün parametrelerini sahaya sürdü. Artık sorumluluk bizlerde, siyasi partilerde, örgütlerde ve hareketlerdedir. Bu anlamıyla Başûr'daki partilere, örgütlere sorumluluk düştüğünü ve Sayın Öcalan'ın bu çağrısına olumlu cevap beklediğimizi ifade etmek gerekiyor. Bizler Bakûr'daki siyasi parti ve örgütler olarak özellikle bunun gelişmesi, yol alınması için her türlü sorumluluğu, taşın altına elimizi koyarak, yükü taşımaya hazır olduğumuzu söyleyebilirim."
İçinden geçildiği kritik dönemde, siyasi partilerin yan yana gelmiyor oluşunun kabul edilebilir bir durum olmadığını dile getiren Bayındır, halk ve sivil toplum örgütlerinin Ulusal Kongre'yi hızlandırmak için siyasi partiler üzerinde baskı kurmasıyla sonuç alınabileceğini belirtti.
Ulusal Kongre'ye gelmeyen parti ve örgütlere karşı halkın tutum geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Bayındır, şunları kaydetti: "Kürdistan halkının bu anlamıyla ulusal birlik ve Ulusal Kongre çalışmalarına daha dikkatli, daha duyarlı ve bu işin en önemli taşıyıcı gücü olarak pozisyon alması gerekir. Eğer toplum ve halk bu meselede kendisini harekete geçirebilecek bir pozisyonda tutarsa; çok hızlı bir şekilde dört parça Kürdistan'da ulusal birlik ve Ulusal Kongre mücadelesinde hızlı bir şekilde yol alabileceğimizi düşünüyorum. Partilerin, sivil toplum örgütlerinin, aydın, yazar, gazeteciler, toplumu oluşturan bütün bileşenlerin aslında bu yönlü pozitif görüşleri söz konusu. Fakat yan yana gelebilmek ve bu konuda yol alabilmenin programı bugüne kadar eksik kaldı. Dolayısıyla bizlere, örgütlü güçlere düşen de Sayın Öcalan'ın ve Kürdistan toplumunun bu beklentisini en hızlı şekilde programa, stratejiye ve Kürdistan'ın ortak aklına dönüştürmektir."
MA / Müjdat Can