İSTANBUL - Avrupa'dan İstanbul'a gelen isimlerden Seküler Kolektif Hareketi Başkanı Djemila Benhabib, "Sayın Öcalan ile görüşmek, tartışmak ve konuşmak istiyorum" dedi.
Avrupa’nın farklı ülkelerinden aralarında gazeteci, yazar, akademisyen, sendikacı, parlamenter ve hukukçunun da olduğu 39 isim, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek için geçtiğimiz günlerde İstanbul’a geldi. Asrın Hukuk Bürosu ve DEM Parti'yi ziyaret eden isimler, daha sonra "Yuvarlak Masa" toplantısı düzenledi. Toplantıda, Kürt sorununun çözümü noktasında hangi çalışmaların yürütülebileceği tartışıldı.
Heyette yer alan isimlerden Seküler Kolektif Hareketi Başkanı Djemila Benhabib, yaptıkları ziyarete dair konuştu. Brüksel’den heyete katılan Djemila Benhabib, Aksiyon Laik Merkezi’nde İnsan hakları ve kadın mücadelesi tematiği üzerine çalışmalar yürüttüğünü aktardı. Geçmiş dönemlerde gazetecilik yaptığını belirten Djemila Benhabib, babasının Cezayirli, annesinin ise Yunanlı olduğunu söyledi.
'KÜRTLERDEN ÖĞRENECEKLERİMİZ VAR'
Abdullah Öcalan ile görüşmek istemesinin temel nedeninin Öcalan’ın demokratik toplum mücadelesi olduğunu söyleyen Djemila Benhabib, Abdullah Öcalan'ın fikirlerine işaret ederek, "Özellikle demokrasinin kurgulanmasında kadına verilen yer beni ilgilendiriyor. Bu sadece Kürt toplumu için değil, bütün Ortadoğu toplumları için önemli. Hata kadın mücadelesinin anahtar noktası. Bu yüzden Sayın Öcalan ile görüşmek, tartışmak ve konuşmak istiyorum” diye belirtti.
Abdullah Öcalan’nın vizyonu ve mücadelesinin kendisini etkilediğini dile getiren Djemila Benhabib, "En önemli şey hiçbir zaman pes etmemesi ve umudunu hiçbir zaman yitirmemiş olmasıdır. Bu çok önemlidir. Çünkü günümüz dünyası belki de hiç görmediğimiz derinlikte bir iklim krizi ve çok kuvvetli bir sarsıntı geçiriyor. Bizim Kürt halkından öğreneceğimiz çok önemli dersler var. Örneğin cesaret ve direnmek konusunda onlardan çok ders aldık. Özellikle İran’da başlayan 'jin, jiyan, azadî' uluslararası slogan haline geldi. Dolayısıyla bu artık küresel bir anlam teşkil ediyor. Ve tam da burada Kürt halkına teşekkür ediyorum bize böylesine bir cesaret unsuru gösterdikleri için" diye konuştu.
'TARİHİ BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ'
Kürt sorununun çözümü noktasında kadınlara çok büyük sorumluluklar düştüğünü dile getiren Djemila Benhabib, şunları söyledi: "Çalışmak önemli ama burada dikkat edilmesi gereken husus sadece alt tabakanın çalışması değil, çok tabanlı bir çalışma yürütmemiz gerekiyor. Toplumla yana yana gelmek önemli fakat toplumun üst kesimleri; parlamenterler, aktivistlerle de sıkı ilişkiler içerisinde çalışmamız gerekiyor. Böyle olursa zihinleri değiştirebiliriz. Burada şunu vurgulamak gerekiyor; mücadele kimliksiz olmaz. Çünkü mücadeleyi ve ruhu besleyen inanç ve kimlik meselesidir."
Djemila Benhabib, tarihi bir dönemden geçildiğine işaret ederek, "Çünkü PKK silah bırakıyor. Ben bunu bir yenilgi veya yılma gibi görmüyorum. Bu bir dönüşümdür. Ama demokrasinin tesisi anlamında nasıl bir dönüşümden geçiliyor bunu iyi kavramalıyız. Çünkü 40 milyonluk bir nüfustan söz ediyoruz. Ortadoğu’da bu çok önemli bir rakamdır. Dolayısıyla demokrasinin inşası için Kürt hareketinin önemi müthiş" dedi.
'BU SÜRECİ ÖLÇEREK İLERLEMELİYİZ'
Sürecin güven verici adımlarla ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Djemila Benhabib, "Benim devletin tepkisine dair çok fazla bir bilgim yok. Ama şunu biliyorum; Erdoğan, bu Ortadoğu’daki dönüşüm sürecinde sorun çözücü konuma gelmek istiyor. Kürt halkı açısından tarihi bir dönemden geçiyoruz ama şuana kadar devlet sadece hep söz verdi. İŞİD döneminde ne olduğunu gördük, yarı yolda bırakıldılar. Verilen sözler ve tutulmayan sözler karşısında ders çıkarmamız gerekir. Güven politik bir unsurdur. Tamamen bir güven değil, ama politik anlamda bir güven tesis etmek ve ölçümleyerek ilerlemek gerektiğini düşünüyorum. Erdoğan'a güvenmiyorum, bunu belirtmeliyim" ifadelerini kullandı.
‘ÖCALAN SERBEST BIRAKILMALI’
Taleplerinin Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması olduğunu kaydeden Djemila Benhabib, şöyle devam etti: "Sadece Sayın Öcalan değil, diğer PKK’li tutsakların da serbest bırakılması gerekiyor. Aksi halde bir tarafın elleri kolları bağlı nasıl müzakere masasına oturacaklar? Her şeyden önce onların serbest bırakılması gerekiyor. Zor ve uzun soluklu bir dönemden geçeceğiz. Önümüzde gerilmeler ve bir takım gerilemeler de olabilir. Uzun vadeli bir sürece girdik ve gözlemleyerek ilerlemeliyiz."
MA / Esra Solin Dal