MÊRDÎN – Toprağa verildikleri yerleri 32 yılın ardından öğrenilen 5 PKK gerillası için “Şehitler Mağarası”nda ailelerinin de katılımıyla ilk defa anma töreni düzenlendi. Aileler 33 yıldır bugünü beklediklerini söyledi.
Mêrdîn’in Dêrik (Derik) ilçesi kırsalında bulunan Nevalkê Mazi/Nevala Şewlên Fitnê bölgesinde 24 Aralık 1993 yılında gün boyu yaşanan çatışmada hayatını kaybeden PKK’liler Rıdvan Ortaç (Egîd), Mehmet Koyuncu (Sinan), Fikri İlhan (Mervan), Abdullah Saltan (Zindan) ve Ayhan Şengel’in (Tîrêj) bedenleri tahrip edildi. Bölgede sağ kurtulan PKK’li grup tarafından çatışma bölgesinde bırakılan cenazeleri toplanan 5 gerilla sonradan toprağa verilirken, 32 yıl boyunca cenazelerinin defnedildiği yer yakınları tarafından tam olarak tespit edilemedi. 31 yıl boyunca cezaevinde tutulduktan sonra tahliye edilen Cebrail Vural’ın mezar yerlerini göstermesinin ardından ilk defa 23 Eylül 2025’te Vural ve Abdullah Saltan’ın (Zindan) ailesi birlikte “Şehitler Mağarası/Şikefta Şehîdan” olarak anılan yere ziyaret gerçekleştirdi.
Beş gerillanın hayatını kaybetmesinin 33’üncü yıl dönümü dolayısıyla Rıdvan Ortaç (Egîd), Mehmet Koyuncu (Sinan), ve Ayhan Şengel’in (Tîrêj) aileleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYADER) ile beraber ilk defa olayın yaşandığı yerde anma töreni düzenledi. Anma töreni için araçlarla bölgeye gelen heyet, uzun bir yürüyüşün ardından olayın yaşandığı yere ulaştı. Olay yerine ulaşan aileler, mezar taşlarını gördükleri anda gözyaşlarını tutamadı. Duygusal anların yaşandığı anma töreni öncesi mezar taşlarını düzelten aileler, mağaranın içini gezerek, yakınlarının yürüdüğü yerlerde yürüyüp, ağıtlar yaktı.
‘BARIŞ İÇİN YÜZLEŞMEK GEREKİYOR’
Ardından başlayan anma töreni özgürlük ve demokrasi mücadelesinde hayatını kaybedenler anısına saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından ilk olarak MEBYADER Eşbaşkanı Salih Kuday söz alarak, bugüne kadar burada yaşananların bilinmediğini, 5 kişinin defnedildiği yerden yakınlarının haberdar olmadığını belirtti. Bugüne kadar kendileri ve ailelerin tek amacının kaybettikleri yakınlarının kemiklerine ulaşmak olduğunu kaydeden Salih Kuday, “Kürdistan coğrafyasının her bir yerinde bu tür mezarlar bulunmakta. Türkiye devleti Kürtlerle barışmak istiyorsa her şeyden önce yüzleşmesi ve yaşananlardan dolayı özür dilemesi gerekiyor. Bizler her daim barış talep ediyoruz. Kürtleri yoktan var edenler, bu süreci başlatan ve yürütenler, Kürtleri Dünya’ya tanıtanlar bu 5 kahraman ve arkadaşlarıydı. Kendilerine teşekkür ediyoruz” dedi.
‘33 YILDIR BUGÜNÜ BEKLİYORDUK’
Ardından konuşan Mehmet Koyuncu’nun ablası Hatice Koyuncu da 33 yıldır bugünü beklediklerini dile getirerek, “33 yıldır mezarlarımızı görmenin umuduyla yaşadık. Babalarımız, annelerimiz bu kemiklerin, bu mezarların hasreti ile bu dünyadan göçtüler. 33 yıldır çektiğimiz acıyı bir tek Allah biliyor. Sadece biz değil, birçok ailemiz, birçok yoldaşımız, birçok insanımız bu acıyı yaşadı, yaşıyor. Bizler artık bu acıyla yaşamak istemiyoruz. Güzel şeylerin olmasını istiyoruz. Eşitlik olmasını istiyoruz. Bizler de en azından mezarlarımızın mezar yerlerinde olmasını istiyoruz. Bir defa da olsa ziyaret etmek istiyoruz. 33 yıldır bugünü bekliyorduk. Bugün için herkese teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘HÜZÜNLENDİK AMA BAŞIMIZ DİK’
Ardından söz alan Rıdvan Ortaç’ın ağabeyi Ethem Ortaç da 5 kahramanın yaşamını yitirdiği bir alanda olduklarını belirterek, “Kürdistan’ın neresine bakarsanız, şehitlerin kanıyla sulandığını görürsünüz. Bizim başımız dik. Bizler söz veriyoruz ki, onların mücadelesini büyütüp, onların yolunda yürüyeceğiz. Onların kahramanlığı, onların yiğitliği, onların devrimciliği sayesinde bu halk bugün farklı bir döneme ulaştı. Bugün artık barış zamanı. Bugün artık barış çağrıları yapılıyor. Bu devrimcilerin, bu şehitlerin sayesinde bugünlere gelindi. Bundan sonra da onların bu direnişi ile bizler kazanacağız. Bu süreç de başarıya ulaşacak” dedi. Bugüne kadar hasret ile yaşadıklarını dile getiren Ortaç, “33 yıldır kardeşlerimizin, çocuklarımızın kemiklerinin nerede olduğunu bilmiyorduk. Bugün buraya geldik, onların mücadele ettiği, defnedildiği yeri gördük. Biraz hüzünlendik ama aynı zamanda burada verilen direniş ve bu direnişin sonucunda şehadete ulaşmış olmalarından dolayı da başımız dik” ifadelerini kullandı.
Son olarak konuşan Ayhan Şengel’in kuzeni Salih Şengel de 33 yılın ardından kaybettiklerinin mezarını ziyaret edebilmenin sevinci ve hüznünü birlikte yaşadıklarını söyledi. Özgürlük ağacının ne yazık ki hayatını kaybedenlerin sayesinde yeşerdiğini belirten Şengel, anılarını yaşatacaklarını belirterek, “Yaşamak direnmektir” dedi.
Anmanın ardından heyet bölgeyi gezerek, yaşananları Vural’ın ağzından dinledi.
