Kürtler için tarih boyunca yaşam ve direniş alanı olan Ararat’ın zirve yolculuğu hem kendinize hem de dünyaya dışarıdan bakma şansını yaratıyor. Yolculuğun her bir adımında yekpare duran bu dağın içindeki derinliklere ulaşılıyor.
Tanık koruma yasasıyla birlikte devreye giren “Gizli tanıklar” birçok dava dosyasındaki cezaların temel dayanağını oluşturmaya devam ediyor. 16 gazetecinin tutuklanmasına da gerekçe yapılan "gizli tanıklar"ın büyük bölümünün varlığı ise meçhul.
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası kendini "dünyanın patronu" olarak göstermeye çalışan NATO, tamamen iktidarlarla çalışma temelinde işbirliği öngören yeni stratejik planıyla dünyayı yeniden şekillendirmeyi hedefliyor.
Her dönem işkence, baskı ve ölümlerin adresi olan cezaevleri aynı zamanda direnişin de tarihini yazdı. Özellikle 12 Eylül’de cezaevlerinde direniş ateşini yakan tutuklular günümüzde de baskılara teslim olmuyor.
Halkların birlikte yaşam modeline dönen Rojava Devrimi 10’uncu yılını geride bırakırken, Kongre Star Koordinasyon üyesi Welida Boti, devrimin halkların kendi dilinde, renginde ve kültüründe var ederek büyük bir zenginlik yarattığını söyledi.
Saygı duruşu boyunca hiç kıpırdamayan yurttaş, saygı duruşu bitiminde atığı “Bijî Serok Apo” sloganı onu tek ayak üstünde bir dakika boyunca hareketsiz durmasını sağlayan iradenin, kararlılığının nereye dayandığını gösteriyor.
Irak’ta 2021’den bu yana hükümet kurulamaması, anayasanın uygulanamaması, Türkiye’nin saldırıları başta olmak üzere yaşanan sorunlar, egemenlerin “çözüm” adı altında müdahalesiyle daha da derinleşiyor.
Asker kayıpları üzerine sınır hattına giden Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, yeni planlar için KDP Politbüro Üyesi Eli Ewni ile toplantı yaptığı, Hançer Timi ve Liwa 4 gruplarını sahaya sürdüğü öğrenildi.
AKP’nin yeni operasyonları duyurması, bir gün sonra CHP’nin “kaçış planı” iddiası ve aynı gün HDP’nin de muhalefete “savaşa karşı çıkalım” çağrısı dikkate değer. Savaşa verilecek olası örtülü destek, “kaçmaya” değil kalıcılaşmaya hizmet edecek.
Rojava'ya yönelik saldırı hazırlığını analiz eden yazar Abdulmelik Ş.Bekir, "Erdoğan’ın istediği saldırıları yapması, iktidarının ömrünü uzatması Ortadoğu savaşının daha on yıllara yayılması demektir" dedi.
Mülteci sorununa dair tartışmalara dikkat çeken Dr. Hayri Hazargöl, "İktidar, Kürt düşmanlığını bırakıp Suriye’nin demokratikleşmesi önünde engel olmaktan çıksın, tüm Suriyeliler gönüllü olarak ülkelerine döner" dedi.
KDP özel güçleri ve Hançer Timi’ni sürdüğü saldırılarda sonuç alamayan Türkiye, bu kez yıllardır “Eğit-Donat” kapsamında Suriyeli genç mültecileri sınır ötesine sürmek için hazır beklettiği belirtildi.
Üçüncü Dünya Savaşı’nın merkezi haline gelen Ortadoğu’da, Türkiye’nin ikili oyunlarla sürdürmeye çalıştığı denge politikası, Federe Kürdistan Bölgesi’ne saldırılarda sallanmaya başladı.
Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarını sürdüren Türkiye, bölgeden aldığı petrol ve doğalgazla kendi enerji ihtiyacını karşılamakla birlikte dış politikada da elini güçlendirmeye çalışıyor.
Yazar Meral Çiçek, Şengal’e yönelik saldırıların uluslararası konsept olduğuna işaret ederek, “Soykırım saldırıları karşısında Êzîdîler ancak ve ancak öz yönetim ve öz savunmaya kavuşarak kendi topraklarında hayatta kalabilir” dedi.