Türkiye’de mülteci kadın olmak

  • kadın
  • 09:03 25 Kasım 2022
  • |
img
İZMİR - Türkiye'de mülteci bir kadın olmanın çoklu sorunlarına değinen Mülteci-Der Başkanı Avukat Gizem Metindağ, “Hiç kimse kendisini bu ülkede güvende hissetmiyor. Her an gözaltına alınıp tutuklanabilir. Hakkında linç kampanyası başlatılabilir" dedi. 
 
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) Küresel Eğilimler Raporu'na göre, dünyada zorla yerinden edilenlerin toplam sayısı 2021’in sonunda 89,3 milyonu buldu. Bu sayı ise bir öncesi yıla göre yüzde 8, 10 yıl öncesine göre 2 kat artış gösterdi. Küresel ekonomik kriz, savaş ve çatışmalardan kaynaklı istikrarlı bir şekilde yükselen rakamlar, yaklaşık 8 milyar insanın yaşadığı dünyada, her 100 kişiden en az birinin zulüm, çatışma, şiddet, insan hakları ihlalleri veya kamu düzenini ciddi şekilde bozan olaylar nedeniyle evini terk etmek zorunda bırakıldığını gösteriyor. Bunlardan 53,2 milyonu ülke içinde başka yerlere giderken, 36,1 milyon kişi ülkelerini terk etmek durumunda bırakıldı. 
 
Rapora göre, göç etmek zorunda bırakılanların 27,1 milyonu mülteci statüsünde görülüyor. Mültecilerin yüzde 83'üne düşük ve orta gelirli ülkeler, yüzde 27'sine de en az düzeyde gelişmiş ülkeler ev sahipliği yapıyor. Mültecilerin yüzde 72’sinin göç ettiği ülke komşu ülkelerden oluşuyor. Rapora göre, 3,8 milyon mültecinin göç ettiği Türkiye ilk 3 sırada yer alıyor. Mülteci sayısında Lübnan ve Ürdün’den sonra gelen Türkiye’yi Uganda (1,5 milyon), Pakistan (1,5 milyon) ve Almanya (1,3 milyon) takip etti. 
 
YÜZDE 71,6’SI KADIN VE ÇOCUKLARDAN OLUŞUYOR
 
Suriye’de 2011 yılında iç çatışmanın başlamasıyla birlikte mülteci göçün başladığı Türkiye’de Mülteciler Derneği’nin verilerine göre, kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı 20 Ekim 2022 tarihi itibarıyla bir önceki aya göre 29 bin 648 kişi azalarak, toplam 3 milyon 622 bin 486 kişi oldu. Göç İdaresi Başkanlığı’nın yayınladığı yaş aralığı tablosuna göre, erkekler toplam sayısının yüzde 53,7’sini, kadınlar 46,3’ünü, gençler yüzde 19,5’ini, 10 yaşın altındaki çocuklar yüzde 29,7’sini oluşturuyor. 
 
5,5 MİLYON MÜLTECİ 
 
Suriyelilerin yanı sıra Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden de yoğun göç alan Türkiye’de, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 13 Nisan 2022 tarihinde Göç İdaresi Başkanlığı'nın kuruluş yıldönümünde yaptığı açıklamaya göre, 5,5 milyon mülteci bulunuyor. Bunun 3,7 milyonu "geçici koruma" altında olan Suriyeliler, yaklaşık 1,4 milyonu da çeşitli ülkelerden göç edenlerden oluşuyor. 318 bin kişi de uluslararası koruma kapsamında bulunuyor.  
 
Türkiye gibi ataerkinin güçlü olduğu ülkelerde kadın olmak ne kadar zorsa mülteci kadın olmak bu zorlukları iki katına çıkarıyor. Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der) Başkanı Avukat Gizem Metindağ ile Türkiye'de mülteci olmanın yanı sıra kadınların yaşadığı sorunları ve haklarını konuştuk. 
 
MÜLTECİLİK TANIMI
 
Mültecilik tanımının 2'nci Dünya Savaşı sonrasında gündeme geldiğini belirten Metindağ, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin imzalanmasının ardından 1951'de mültecilerin hukuki statüsüne ilişkin Cenevre Sözleşmesi'nin imzalandığını söyledi. İnsanların savaşlar içerisinde kaybolmaması için böyle anlaşmalara gerek duyulduğunu kaydeden Metindağ, “Sonraki dönemlerde de savaşlar nedeniyle insanlar kendi yurtlarından göç etmek zorunda bırakıldı. Gittikleri ülkeler onları kimi zaman kabul etti, kimi zaman etmedi. Türkiye, Cenevre Sözleşmesi'nin Yürütme Kurulu üyesi. Taraf olduğumuz sözleşme dolayısıyla hem ülke içerisinde hem de diğer ülkelerde nasıl yürütüldüğünü denetleyen bir ülkeyiz. Fakat bu pratikte böyle işlemiyor" dedi.  
 
İŞLEMEYEN MÜLTECİ HAKLARI
 
Bu noktada Türkiye'nin riyakarlığına dikkati çekmek istediğini ifade eden Metindağ, "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, mülteci haklarının ihlal edilemeyeceğini çok net bir şekilde açıklıyor. Mülteciler iltica talebiyle başvurduğu zaman devletler pozitif yükümlülüğü gereğince bu insanlara koruma sunmak zorunda. O dönemden bugüne geldiğimizde de özelikle 2011 Suriye Savaşı’nın başlangıcıyla Türkiye çok yoğun bir şekilde göç almaya başladı. Ancak Türkiye bu süreci yürütemediği gibi yönetemedi. İnsanlar sıcak savaştan kaçıp sınırlara dayandığı için ‘geçici koruma statüsü’ dediğimiz yeni bir rejim oluşturuldu. Bu ilk etapta Avrupa Konseyi (AK) tarafından önerilen bir rejimdi. Bu rejimde mültecilere verilen geçici koruma statüsü 2 yıl ile sınırlanıyordu. Ancak Suriyeli mültecilerin Türkiye'ye göç etmesi üzerinden 11 yıl geçti. 2019'da Türkiye ise, mültecilerle ilgili Koruma Kanunu yürürlüğe girdi. Uluslararası kanuna bağlanan statüler oldu. Ancak ne yazık ki mülteciler için geçici koruma kararları da sorunlar da devam ediyor" diye belirtti.
 
‘İLTİCA HAKKININ ENGELLENMESİ İŞKENCEDİR’
 
Türkiye'nin mültecilerle ilgili uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediğinin altını çizen Metindağ, şöyle dedi: "Mültecilerin ilticaya erişimi engellenemez. Bizim Anayasamız da uluslararası sözleşmeler de bunu mutlak bir yasak olarak tanır. Ancak Türkiye'de devlet, mültecilerin ilticaya erişimini engellemek için pozisyonlar almaya çalıştı. Bazı illeri göçmen başvurularına kapattı. Göç İdareleri’nin binalarına asılan ‘şu kadar mülteci sınırdan geri gönderildi' denilen kocaman pankartlarla duyuru yapıldı. İlticaya erişimini engelleyen bu yöntemlerde işkencedir. Birde bu çok iyi bir şeymiş gibi reklamını yapıyorlar. Bu artık Türkiye'nin 'mülteci istemiyorum, ilticaya erişime izin vermiyorum' duyurusudur. Bu durumda iltica taleplerini iletmeye gelen mülteciler kayıtsız duruma düştüler. Kayıtsız olan mülteciler hakkında ise kanun kapsamında sınır dışı edilme ve idari sınır dışı kararları uygulanıyor."
 
BARINMA, EĞİTİM VE SAĞLIĞA ERİŞİM
 
Mültecilerin Türkiye'de yaşadığı diğer sorunlara da değinen Metindağ, mültecilerin barınamadıklarına işaret etti. Devlet tarafından barındırılamayan mültecilerin kendi imkanlarıyla ayakta kalabilme girişimlerinin beraberinde yoğun hak ihlallerini getirdiğini söyleyen Metindağ, mültecilerin yaşadığı temel sorunları şu başlıklar altında sıraladı: "Daha önceden mülteciler herhangi bir kimlik ile sağlık hakkına erişebiliyordu. Ancak 2019'da getirilen bir kanunla ilk 6-12 ay boyunca ücretsiz sağlık hizmeti tanınıyor. Bundan sonraki süreçte prim ödemek zorunda bırakılıyorlar. Sağlık hakkına erişim bu şekilde engellendi. Çocuklar eğitime devam etmek istediklerinde de her okul kendi kafasına göre ayrı bir usul uyguladı. Çoğu okul bir dönem kayıt dahi almadı. Eğitim başvurusu yapan çoğu çocuğun kimliği olmadığı için kaydı yapılamadı. Yapılan eleştiriler sonrası bu kez okullarda mülteci sınıfları açıldı. Bütün mülteci öğrenciler bir sınıfa toplatıldı ve bir öğretmenleri var. Seviyenin olmadığı bir sınıfta karma eğitime tabi tutuluyorlar. Daha sonra Türkiye çapında girdikleri sınavda kalite farkı ve başarısızlık açığa çıktı. 
 
ATAMA USULLERİ
 
Yol izni ve atama usullerinde de mülteci, İzmir'de başvuru yapıyor. Ancak Devlet 'İzmir'de kalamazsın’ diyerek Ağrı'ya gönderiyor. Ağrı'ya gönderiyor ama orada ne vaat ediyor. Hiçbir şey. Ne bir yakını var ne çalışabileceği ne de barınabileceği bir yer var. Sosyal uyum da önemsenmiyor. Devlet kendi isteğine göre bir il atayarak, bu hassasiyetleri göz önüne almayarak, mültecileri yalnızlaştırıyor. 
 
ÇALIŞMA İZNİ 
 
Uluslararası iş gücü kanunuyla, koruma başvuru sahibi mülteciler ve geçici koruma statüsündeki mülteciler için çalışma hayatına erişim sınırları getirildi. Bir mülteci, uluslararası kuruma başvuru statüsündeyse çalıştığı yerde en az 5 Türkiye vatandaşı olması gerekiyor. Devletin taktirinden geçtiyse bu gibi yerlerde çalışabilecek. Yine koruma statüsündeki mülteciler içinde iş yerinde en az 10 Türkiye vatandaşı çalışıyorsa 1 mülteci çalışabiliyor. Her 2 statüdeki mültecilere ise bütün mesleklerde ifa izni verilmiyor. Sınırlı sayıda mültecilerin çalışmasına izin veriliyor. Buda insanların burada yasal bir hayat kurmasını zorlaştırıyor. 
 
UCUZ İŞ GÜCÜ
 
Mülteciler bu imkanlardan yararlanamayınca barınmak için ucuz iş gücüne başvurmak zorunda kalıyor. Çalıştıkları yerlerde maaşlarını alamadıklarında da yargıya gidemiyorlar. Çünkü yargıya gittiği vakitte kayıtsız çalıştığı ortaya çıkacak. Yargı bunun için Göç İdaresi’ne haber verecek. Göç İdaresi de, kayıtsız çalıştığı için hukuka aykırı olduğunu öne sürerek, sınır dışı edilmelerine sebep olabilecek."
 
 YETKİLİLER KIŞKIRTIYOR
 
Türkiye'de hiç kimsenin göz ardı edemeyeceği bir ekonomik kriz gerçeğinin olduğunu belirten Metindağ, iktidar ve muhalefet parti yöneticilerinin bu soruna somut bir çözüm bulamadığı için mültecileri suçladığını söyledi. İktidar ve muhalefetin “ucuz iş gücü istihdamı azaltıyor” söyleminin mültecileri hedef haline getirdiğine dikkati çeken Metindağ, “Siyaset üretemeyenler mültecileri araçsallaştırıyor. Sözde çözüm olarak sınır dışı etme, kayıtsız çalışanları ihbar etme ve ‘toplumsal yapımızı bozuyorsunuz’ gibi gerçekdışı beyanlarla hedef gösteriyorlar. Ancak burada herkes, sebebin iktidar ve uyguladığı mülteci politikaları olduğunu atlıyor. İktidar gerçek anlamda bir uyumu önemsemedi. Sadece Avrupa Birliği ile yaptığı anlaşma doğrultusunda parasını almak ve mültecileri burada tutmak istedi. Bu kapsamda zaten buhran içerisine giren toplum, nereye saldıracağını bilmeksizin öfkesini siyasilerin gösterdiği gibi mültecilere yöneltiyor. Ama gerçek sorun hiçbir zaman mülteciler olmadı." 
 
KADINLAR NE YAŞIYOR? 
 
Yaptıkları saha çalışmaları bağlamında İzmir özelinde yaşayan mülteci kadınların sorunlarına işaret eden Metindağ, "Eşleri sınır dışı edilince çocuklarıyla birlikte yalnız kalan kadın mülteciler var. Bu kadınlar bilmedikleri bir coğrafyada, çocuklarının bakımı ile yükümlüler. Onlara destek çıkacak hiçbir mekanizma yok. Çalışamıyorlar, ev kirası ödeyemiyorlar, evin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Hiç kimsenin kalmayacağı evlerde kirası düşük diye kalmak zorunda kalıyorlar. Böyle olunca hem kendilerinin hem de çocuklarının öz bakımlarıyla ilgili problem yaşıyorlar. Bununla birlikte yalnız yaşayan kadınlar olarak taciz, şiddet ve hedef göstermeye çok açık konumdalar" ifadelerini kullandı.  
 
TACİZ VE FUHUŞ DAYATILIYOR
 
Konak ilçesindeki Basmane'nin biraz daha karma bir alan olmasından kaynaklı mülteci kadınların öncelikle oralarda iş başvurusu yaptığını söyleyen Metindağ, ancak kadınların daha iş başvurusu sürecinde erkek patronlar tarafından taciz ve birlikte olma konuşmalarına maruz kaldığını belirtti. Metindağ, “Çoğu kadın bu sebeple başka bir yere başvurmaya korkuyor. Bazı projeler kapsamında çok cüzi miktardaki yardımlarla hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Kayıtsız bir şekilde evde çalışıyorlar. Evde de ev sahiplerinin tacizine uğrayabiliyorlar. Şöyle bir örnek yaşadık; bir ev sahibi gece yarısı kadının kapısına dayanabilecek cesareti buluyor. Kadın buna karşı olumlu cevap vermezse ihbar etmekle tehdit edebiliyor. Çünkü mültecilerle ilgili kanun yönetmeliğine göre bir mültecinin adli ve idari işleme karışması durumunda Göç İdaresi’ne haber verilmesi gerekiyor. Göç İdaresi’nin de bir değerlendirme yapması gerekiyor. Ama idarenin değerlendirmesi diye bir gerçeklik yok. Çünkü sınır dışı kotalarını doldurmak zorundalar. Mağdur oldukları halde kadın ve çocukları hakkında sınır dışı kararı veriliyor" dedi. 
 
KADINLARIN TALEPLERİ RET EDİLİYOR
 
Yine eşlerinden şiddet gören mülteci kadınların olduğuna vurgu yapan Metindağ, "Boşanmak istiyorlar. Nafaka, tazminat gibi talepleri olabiliyor. Bu durumlarda da adalete erişimde problem yaşıyorlar. Mesela 'sınır dışı iptali' gibi davalarda devletin pozitif yükümlülüğü gereğince adli yardım talepleri çoğu zaman kabul edilir. Ancak İzmir’deki aile mahkemeleri adli yardım talebini geri çevirmek için çok komik kararlar alıyor. Aylık 250 lira geliri olan bir kadının hiçbir koşulda harç ödeme imkanı yokken bu kararı verebiliyor. Ya da boşanma davasının incelenmesi aşamasında mahkemeler Suriye’den evrak talep ediyor. Bu evrakı buraya getirmenin yükümlülüğünü de aslında böyle bir usul yokken kadına yüklüyor. Kadın sanki Suriye’den o evrakı bulup getirebilecek. Bu sebeple süreç uzadığı için davalarından vazgeçmek zorunda kalan kadınlar oluyor. Ya da 6288 sayılı kanun kapsamında başvuru yapmak için kolluğa başvuran kadınlar buradan geri çevriliyor. ‘Babanın yanına git’, ‘Sen daha Türkiye’den ne istiyorsun. Kır dizini otur’ gibi ırkçı ve nefret söylemleriyle kadınların tüm talepleri reddediliyor." 
 
MÜCADELE OLANAKLARI YOK
 
Mülteci kadınların en yakıcı sorununun hem devlet hem de toplum tarafından taciz ve şiddete açık hale getirilmeleri olduğunu sözlerine ekleyen Metindağ, kadınların buna karşı mücadele etmesinin ise güç olduğunu söyleyerek, ekledi: "Kadınlar yaşadıklarına karşı mücadele edemiyor. İlk etapta aklımıza gelen eylemlilik, gösteri, yürüyüş oluyor. Burada da devlet engeli çıkıyor. 2911 sayılı yasanın yönetmeliğinde yabancı bir kişi bir eyleme katılacaksa bakanlığa, valiliğe bildirecek, burada konuşma yapacaksa o metin ilk önce yine bu kurumlara gönderilecek gibi bir hüküm var. Tamamıyla düşünce ve ifade hürriyetine aykırı bir uygulama. Bu sebeple Denizli’de İstanbul Sözleşmesi için eylem yapan İranlı mülteciler hakkında sınır dışı kararı alındı. Bu sebeple burada yalnız bırakılan insanlar böyle bir eylemde doğrudan hedef haline gelecektir. Bu yüzden onlar için eylemsellik bir seçenek değil." 
 
'STÖ’LERİN ALANI SINIRLANDI' 
 
Bunca zorluğun içinde ayakta durmaya çalışan kadınlara sivil toplum örgütlerinin de kısa vadeli yardımları olduğunu dile getiren Metindağ, “Bunların hiçbiri kalıcı olmuyor. Sivil toplum örgütleri üzerinde de iktidar tarafından bir baskı mevcut olduğu için çalışma alanları sınırlı. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni geçtim kendi anayasamızı bile uygulamıyoruz. Hiç kimse kendisini bu ülkede güvende hissetmiyor. Her an gözaltına alınıp tutuklanabilir. Hakkında linç kampanyası başlatılabilir. STÖ'ler de mülteciler için göze batmadan bir şeyler yapmaya çalışıyor. Mesela bu kuruluşlar artık saha araştırması yapamıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın iznine bağlandı ve onlarda hiçbir kuruma bu izni vermiyor. Gerçek anlamda mültecilere yardım için çalışan veri toplayacak STÖ'lere izin vermiyorlar" diye konuştu.
 
Metindağ, mültecilerin sorunlarının çözümüne dair "Savaşlar biterse belki sorunlar çözülür. Fakat bu da çok iyimser bir çözüm önerisi olur" dedi.
 
MA / Semra Turan 

Diğer başlıklar

29/11/2022
17:01 Kışanak: Yalan belgelerle tutuklanmam için kumpas tertiplediler
16:45 HDP’ye saldıranlar bir DAİŞ’linin 'tanıklığı' ile tahliye edildi
16:43 Ebdî: Türkiye karadan saldırı için ABD ve Rusya’nın onayını bekliyor
16:29 Osman Şiban’ın duruşması görüldü
16:27 Kurdistan kentleri için yağış uyarısı
16:13 Adana'da 8 kişi serbest bırakıldı
16:11 Rojava’ya dönük saldırılara duvar yazılamalı protesto
15:49 Manisa'da gözaltına alınanlardan 7'si serbest
15:23 İstanbul Tabip Odası: Yönetmelik hekimleri hedef alıyor
15:13 TJA kadınların gözaltına alınmasını protesto etti
15:10 Ankara merkezli soruşturma: 15 kadın gözaltında
14:39 Gever sisten kayboldu!
14:37 İran’da eylemler 73’üncü gününde
14:33 Riha’da doktorun saldırıya uğraması protesto edildi
14:28 TGC gazetecilere yönelik polis şiddetini kınadı
14:18 Cami inşaatında ölümlü kazada ‘kayıt dışı şüphesi var’
14:16 QSD: Qeremox’da hastane bombalandı
14:15 Adalet Nöbeti: Tek isteğimiz kanunların uygulanması
13:59 Danıştay’dan Çeşme Projesi’ni durdurma kararı
13:58 Gazeteci Çoban’ın duruşması görüldü
13:51 Vice News muhabirlerinin ifadesi 6 yıl sonra alındı
13:37 Sağlık emekçilerinden promosyon talebi
13:21 'Okullarda bir öğün ücretsiz yemek' için 100 bin imza
13:15 Gençlerden saldırılara karşı yürüyüş
12:58 Kışanak’tan mahkeme heyetine: Bu telaşınız niye?
12:48 Gazeteci Nedim Türfent tahliye oldu: Özgürlük olarak görmüyorum
12:45 Sancar: Kürtlerin statüsüz bırakılması hedefleniyor
12:44 Şenyaşar ailesi: Görmezden gelen zihniyet Urfa'da kaybedecek
12:37 'En kirli politikalar tutuklulara uygulanıyor’
12:31 Amed’te 4 Eğitim Sen üyesi açığa alındı
12:22 Asrın Hukuk Bürosu: Öcalan CPT ile görüşmeye çıkmadı
12:01 HDP PM üç temel gündemle toplanıyor
12:00 Tutuklu kadın gazetecilere ilişkin rapor: Haklar kısıtlandı, ihlaller arttı
11:48 Kadın akademisyenin odasını basan profesörden taciz ve tehdit
11:07 HDP Gençlik Meclisi Üyesi Kılınç’ın duruşması ertelendi
11:06 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:05 Mersin'de 12 kişi tutuklandı
10:59 HDP Kadın Meclisi: Kadınlar savaş ittifakına geri adım attıracak
10:48 Newroz Ehmed: Asıl hedef Rojava’da filizlenen kadın devrimidir
10:33 Dış ticaret açığı yüzde 421 arttı
10:32 Tutuklu kadın gazetecilerden mesaj var: Asla biat etmedik
09:54 İdare ve Gözlem Kurulu’nun yeni görevi: Bıçak verilebilir!
09:48 50 kadın hakkında gözaltı kararı
09:47 Günay: Abdullah Öcalan’ın sesine ihtiyaç var
09:20 ‘Kadının sözüne bütçede yer verilmedi’
09:10 Kayyım kasada para bırakmadı: Şirketin parası ödenmiyor
09:09 35 yıl önce dinlediği Seyrê ve Elîyê Memed’in hikayesini kitaplaştırdı
09:08 Uluslararası Kadın Konferansı’nda rota çizildi: Demokratik Kadın Konfederalizmi
09:01 Pîranşar'da öldürülen Zekeriya ve Komar'ın aileleri anlatıyor
09:00 29 KASIM 2022 GÜNDEMİ
08:21 Ege Denizi'nde deprem
28/11/2022
23:02 Kobanê bir kez daha bombalandı
22:45 Rıha'da polislere ateş açıldı
22:04 Operasyon bölgesinde 1 asker daha hayatını kaybetti
20:25 Avukat görüş odalarına kamera konulması hukuka aykırı bulundu
20:15 Hayvana eziyet eden 3 kişi tutuklandı
20:01 Taksim saldırısına ilişkin bir kişi daha tutuklandı
19:24 Eskişehir'de 4 öğrenci tutuklandı
19:20 Ankara’da gözaltına alınan kadınlar serbest bırakıldı
19:04 Kobanê Davası: Demokratik siyaset cezalandırılmak isteniyor
18:00 Patnos Cezaevi’nde 7 tutuklu sürgün edildi
17:25 7 siyasi partiden Akbelen Ormanı için ortak açıklama
17:14 Petrol-İş üyelerine yönelik baskılar protesto edildi
17:08 Çimento fabrikası için açılan dava bozuldu
16:26 Buca Cezaevi’nin imara açılması mahkemeye taşındı
16:22 QSD: Yerleşim yerlerine 90 saldırı düzenlendi
15:41 Altılı Masa’nın Anayasa teklifi: Kürt yok, kadın yok, anadil yok!
15:35 Kelepçeli tedavi edilen Gürdal’ın cezası ertelendi
15:32 Halkın Hukuk Bürosu'ndan Gülten Matur açıklaması
15:17 25 Kasım Kadın Platformu: Sokakları terketmeyeceğiz
15:12 HDP’li eşbaşkan 2 gündür gözaltında
14:48 Roboski İçin Adalet Girişimi: Coğrafya kader değildir
14:39 ‘Elçi cinayeti faili meçhul bırakılmak isteniyor’
14:31 Tahir Elçi mezarı başında anıldı
14:24 Urfa Adliyesi'nde intihar girişimi
14:06 Kışanak: Kobanê Davası, çözümü ortadan kaldırma davasıdır
13:30 Gever’de engellemelere rağmen 'savaşa ve işgale' karşı yürüyüş
13:13 Şenyaşar Ailesi: Evimiz adliye önüdür
13:02 Kurdistan pankartından gözaltına alınanlar adliyeye çıkarılacak
12:38 Mêrdîn’de gözaltına alınanlar serbest
12:10 Irak Cumhurbaşkanı Federe Kurdistan heyetiyle görüştü
11:51 Tekirdağ ve Manisa'da gözaltı
11:12 Hevsel'de sonbahar renkleri
10:56 Sınır dışı edilmek istenen 2 kadın için hashtag açıldı
10:56 Kadıköy’de gözaltına alınan 116 kadın serbest bırakıldı
10:29 HDP: Tahir Elçi’yi katleden kötülük koalisyonu varlığını sürdürüyor
10:28 Döviz haftaya durgun başladı
10:25 İzmir’de olaylı maç: 2’si çocuk 4 yaralı, 21 gözaltı
10:20 Tahir Elçi katledildiği yerde anıldı: Devletin aydınlatmadığı cinayet vardır
10:10 Özgür Basın emekçileri bir aydır tutuklu: Gazetecilik ile yargılanıyoruz
09:16 Abdullah Öcalan: Suriye AKP’nin kaderini belirleyecek
09:10 İnfazı ertelenen Akkaya tek kişilik hücrede tutuluyor
09:10 ‘Jin, jiyan, azadî’ mücadelesi büyüyecek
09:08 25 Kasım’da polis şiddeti: Barış Annesinin kolu çıktı
09:07 Saldırıya uğrayan Kürt öğrenci: Mücadeleyle bu güruhları okullardan temizleyebiliriz
09:06 İlaçları verilmeyen tutuklu tekli hücrede sara nöbeti geçirdi
09:06 Canbaz: Tecridi kırıp, direnişi yükseltmeliyiz
09:03 Deniz Poyraz açıklamasına katılmak 'örgüt propagandası' sayıldı
09:00 Mahabad’da korku duvarını yıktılar
09:00 28 KASIM 2022 GÜNDEMİ
27/11/2022
22:55 Mêrdîn Barosu’ndan Tahir Elçi kararı
21:55 ÖHD: Askeri yöntemler sorunu daha da büyütür
21:19 Şêrawa köyleri bombalandı
20:36 Tahir Elçi ödülünün ilki Jîna Emînî’ye
19:52 Qers'te 3 gözaltı
19:23 ‘Kapitalizmde Kadın Sömürüsü’ çalıştayında göç vurgusu
19:05 Gazeteci Evren: Kadınlar özgürlüğe yakın
18:37 Şirnex’te gözaltına alınanlar serbest
18:22 Taşdöğen: ‘Makul kadına’ karşı mücadele edilmeli
17:59 Amedspor deplasmanda 2 farkla kazandı
17:53 Saldırılarda 3 Suriye askeri yaşamını yitirdi
17:27 Çatışmalarda yakınlarını kaybedenler bir araya geldi
17:17 25 Kasım eylemlerinde İranlı kadınlara selam!
16:46 TMMOB Amed: Gözaltıları serbest bırakın
16:30 Kadınlar erkek-devlet şiddetine karşı yürüdü
16:21 Şahintepe'de 'kentsel dönüşüm' protestosu
15:34 Colemêrg’te 155 yerleşim yerinin yolu kapandı
14:51 Hussein Ronaghi serbest bırakıldı
14:43 Asker kayıpları sonrası Akar sınırda
14:39 QSD'den 26 Kasım bilançosu
14:27 Mêrdîn ve Colemêrg'te çok sayıda gözaltı
14:01 ATO'dan hastane kapatılmasına tepki
13:46 Mersin'de 25 kişi 3 gündür gözaltında
13:45 OBB'nin projeleri Danıştay'dan döndü!
12:50 Şenyaşar ailesi: Ümidimizi yitirmeyeceğiz
12:03 AKP'li belediyenin cenaze aracında uyuşturucu yakalandı
11:50 Minix Havaalanı’na saldırı
11:10 Taksim’de polis bir genci öldürdü
11:06 Polis ayağını kırdı, doktor örtbas etmeye çalıştı
10:47 Düzce’de 4.3 şiddetinde deprem
10:39 ESU: BM, Türkiye saldırılarına karşı harekete geçmeli
10:06 Colemêrg’e 17 asker cenazesi getirildi
09:40 Gözaltına alınanlar: Savaşa karşı durmaya devam edeceğiz
09:38 Êzidîlerin yaşadıklarını dünyaya duyuruyor
09:37 AKP’li geleceğin iki ayrı tablosu!
09:17 Tarihi kilise çöplüğe döndü
09:16 Süryani köyünde ağaç kıyımı sürüyor
09:15 25 Kasım’da özgür ve demokratik yaşam talebi
09:15 Yoleri: Tutukluların yalnızlaştırmasını dayanışmayla kırabiliriz
09:13 Elçi katledileli 7 yıl oldu: Tek bir kişi cezalandırılmadı
09:13 Grip vakaları artınca hastahanelerde yer kalmadı
09:12 Savcı, gençlik kongresine katılmayı suç saydı
09:06 Hasta tutuklu Güler'in 29 yıllık hikayesi
09:00 Mahabad'da halk geri adım atmıyor
09:00 27 KASIM 2022 GÜNDEMİ
07:44 Saldırılar gece boyunca sürdü
26/11/2022
23:59 Mêrdîn'de kaza: 3 ölü, 2 yaralı
23:22 Gençlerden saldırılara karşı yürüyüşlü protesto
22:11 İran ve Rojhilat’ta 18 binden fazla kişi gözaltına alındı
20:27 Üç asker hayatını kaybetti, 3’ü yaralandı