Uluslararası Kadın Konferansı’nda rota çizildi: Demokratik Kadın Konfederalizmi

  • kadın
  • 09:08 29 Kasım 2022
  • |
img
ANKARA - Uluslararası Kadın Konferansı’nın hedefinin “Dünya demokratik kadın konfederalizmi’ olduğunu belirten TJK-E Dış İlişkiler Sözcüsü Melike Yaşar, “Direniş tek başına yetmez. Demokratik, kolektif mücadelenin kurumsallaşması gerekiyor” dedi. 
 
Eril kapitalist sisteme karşı çıkış yolunun arandığı bir dönemde yüzlerce kadın Almanya’nın Berlin kentinde bir araya gelerek, alternatif sistemi tartıştı, kararlar aldı. Konferansa ise “Jin, jiyan, azadî” sloganı etrafında İran ve Rojhilat’ta büyüyen direniş damgasını vurdu ve alınan kararların rengini belirledi. Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı öncülüğünde “Devrimimiz: Hayatı Özgürleştirmek” şiarıyla 5-6 Kasım tarihlerinde düzenlenen 2’nci Uluslararası Kadın Konferansı’na, Kürt kadın hareketi başta olmak üzere 41 ülkeden 800 kadın katıldı.
 
Konferansa dair konuştuğumuz Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) Dış İlişkiler Sözcüsü Melike Yaşar, “Dünya demokratik kadın konfederalizmi” oluşturmak hedefiyle yola çıktıklarını belirtti.
 
Konferansa katılım nasıldı? Hangi ülke ve çevrelerden katılım oldu? 
 
Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya, Afrika’dan Asya'ya 41 ülkeden 800’e yakın kadın katıldı. 800’e yakın diyoruz çünkü tercümanları, organizede, hazırlık komitesinde, lojistikte, ulaşımda yer alan kadınları saymadık. Bunları da sayarsak, bine yakın kadın ikinci konferansı gerçekleştirmiş oldu. Ortadoğu’dan çok fazla talep vardı ancak hepsi vize alamadı. Balkan ülkelerinden Ukrayna, Macaristan, Polonya gibi ülkelerden çok katılım vardı. Daha fazla kişiyi kabul etmek isterdik ancak yoğun başvurudan dolayı kaydı konferansa bir ay kala durdurmak zorunda kaldık. Ülkelere dağılıma göre kişi sayısını kabul ettik. Çünkü yer sıkıntımız vardı ve Eylül ayından itibaren Almanya'da yeniden pandemi nedeniyle bazı tedbirler alındı. Hazırlıklarımız, şartlar doğrultusunda 700 katılımcı içindi. Berlin'deki Kürt Kadın Meclisi’yle birlikte bu çalışmayı organize ettik. Farklı ülkelerden gelen kadınlar Kürt evlerine misafir oldular. Amaçlarımızdan biri de farklı ülkelerden gelen kadınların Kürt kadınların misafirperverliğini, yaşamlarını görmeleri ve kolektif yaşamı gerçekleştirebilmekti.
 
Konferans moralli ve güçlü geçti. Ama sistem, Rojava’daki saldırıyla birlikte bu sevinci kursağımızda bırakmaya çalıştı. DAİŞ’in yenildiği, ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganının pratikleştiği Kobanê’ye saldırdı. Kadınların öncülük ettiği mücadeleye dönük bir tahammülsüzlüğün olduğunu biliyoruz. Bu saldırıları bundan bağımsız ele almıyoruz. Bu saldırılar da kadınların mücadelesine dönüktü. Ama Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı, bu saldırılara cevap olacaktır. Çünkü konferans sonrası açığa çıkan irade bunu gösterdi. Saldırılar başlar başlamaz, konferansa katılan kadınlar dayanışma mesajları gönderip ne yapabileceklerini sordu. Saldırılara karşı ortak mücadele vurgusu yapıldı.
 
 İlkinin gerçekleştiği 2018 yılına dönecek olursak; hangi ihtiyaçtan dolayı bu konferansı düzenliyorsunuz?
 
 
 2015’ten itibaren dünyanın birçok yerinde kadınların ortak mücadele çağrısı ortaya çıktı. ‘Nasıl özgün bir örgütlenmeye gidebiliriz’ sorusu üzerinden 2018 yılında Frankfurt’ta 1’inci Uluslararası Kadın Konferansı’mızı gerçekleştirdik ve kadın konfederalizmini inşa etmek üzerinden perspektif ortaya çıktı. 
 
2000’li yıllarda özellikle 2015’ten itibaren dünyanın birçok yerinde kadınların ortak mücadele çağrısı ortaya çıktı. Latin Amerika’da sınırlar ötesi kadın grevleri, Arjantin’deki Ni Una Menos Hareketi büyük bir eylem ağı oluşturdu. Asya’da, Ortadoğu’da, Avrupa’da benzer örgütlenmeler oldu. Türkiye ve Kürdistan’da da Kadınlar Birlikte Güçlü’den tutalım birçok farklı platformda mücadele ortaya çıktı.  Erkek egemen sistem, tüm araçlarıyla kadınlara dönük bir saldırı gerçekleştiriyor. Buna karşı da kadınların ortak mücadele ihtiyaçları var. 2018 yılına gelmeden önce bu tartışmalar Kürt kadın hareketi tarafından yapıldı. Kürt kadın hareketi, özellikle Rojava Devrimi’yle birlikte tüm dünya tarafından tanındı. Rojava’nın 40 yıllık bir mücadelenin sonucu olarak ortaya çıktığına dair gerçeklik açığa çıktı. Bununla birlikte, Kürt kadın hareketi, hem mücadelesini tanıtmak hem de dünyadaki birçok kadın hareketiyle ortak hareket etmek için birçok alanda temsiliyetler üzerinden çalışmalar yürüttü ve bu çalışmalarla ortak mücadelenin şart olduğu belirlendi. Dünyada birçok kadın platformu, oluşum ve örgüt var ancak dünyadaki bu özgün örgütlenme ve ortak mücadelenin mekanizmaları oluşturulmamıştı. Tüm bunların reddi üzerinden değil de bunların deneyimleri, birikimlerini de bir araya getirerek ‘nasıl özgün bir örgütlenmeye gidebiliriz’ sorusu üzerinden 2018 yılında Frankfurt’ta birinci kadın konferansımızı gerçekleştirdik. Tüm kıtalardan, farklı kadın hareketlerinden, siyasi partilerden, hatta devlet kurumlarında çalışan kadınların katılımıyla gerçekleştirilen konferansta, kadın konfederalizmini inşa etmek üzerinden perspektif ve öneri sunulmuştu.
 
Kadınlar olarak deneyimlerimizi paylaşmaya devam edeceğiz. Ataerkil sistemin bize karşı geliştirdiği saldırılara karşı nasıl bir mücadelenin kurulması gerektiği ihtiyacıyla gerçekleştirildi konferanslar. Sistemin kadınlara karşı yürüttüğü savaşa sadece günlük eylem ve etkinliklerle, birbirinin mücadelesini selamlayarak, dayanışarak değil, ortak mücadele alanlarını nasıl oluşturacağımızı tartıştığımız konferanslar oldu.
 
Peki ilk konferansta aldığınız ancak hayata geçiremediğiniz kararlar oldu mu? İlk konferanstan sonra neler yaptınız?
 
İlk konferanstan sonra hedef alanlarda, yerellerde ülke ve kıtalar düzeyinde konferanslar yapmak ve bu ağı örgütlemek olacaktı. Ama maalesef yine sistemin bir savaşı olarak pandemi belası ortaya çıktı ve çalışmalarımızı engelledi. Tartışmalar çevrimiçi düzeyinde yürütüldü. Birçok yerde yerel konferanslar da yapıldı. Ama planladığımız biçimde olmadı. Bir ülkede ne kadar kadın hareketi, örgütü varsa bir araya gelip konferans yapıp bununla ikinci konferansa gitme gibi bir hedefimiz vardı. Bunu yapamadık ancak çevrimiçi yaptığımız tartışmalarla ikinci konferansın belge ve programı ortaya çıktı.
 
İkinci konferansın teması neydi? “Jin, jiyan, azadî” sloganının tüm dünyada yayıldığı bir dönemde yapılması, konferansın planlamasına ve temasına etki etti mi?
 
Kürt kadın hareketi ve dünya kadınları açısından çok önemli bir konferanstı. Özellikle İran başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde kadınların sisteme karşı bir isyanı var. Konferansımızın ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganının yayıldığı bir döneme ve tarihe denk gelmesi tesadüf olsa da kadınların bir araya gelerek ortak mücadele alanlarını oluşturma ve sisteme karşı ortak isyana geçme taleplerine bir nefes de oldu. Abdullah Öcalan’ın felsefesini geliştirdiği ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganının dünyaya mal olduğunu ve yaşam felsefesi olarak ele alındığını dile getirdik. Konferansın ana teması da bir şekliyle buna dönüştü. ‘Dünya demokratik kadın konfederalizmi’ oluşturmak hedefiyle yola çıktığımız konferansımızda, konfederalizmin ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla gerçekleşeceğine dair bir yansıma oldu.
 
Konferansın temel konuları, güncel gündemlerden ziyade ‘nasıl yaşamalı’, ‘ne yapmalı’ ve ‘nereden başlamalı’ sorularına aranan yanıtlar oldu. Kadınlar olarak nasıl yaşamak istiyoruz, bunun için ne yapacağız ve nereden başlayacağız.
 
 İran ve Rojhilat’taki mücadele nasıl ele alındı? Hangi değerlendirmeler yapıldı?
 
Uluslararası ve ana akım medyanın ‘bir kadın, başörtüsünü kurallara göre takmadığı için katledildi’ ya da ‘saçı görüldüğü için katledildi’ gibi yetersiz olan değerlendirmeleri aşan bir tartışma oldu. Evet, bir başörtü üzerinden katliam gerçekleşiyor ama süren mücadele kadınların sisteme karşı bir itirazı. Meseleyi sadece başörtüsüne bağlamak eksik olur. Kadınların talebi sadece başörtüsünü çıkarmak değildir. Başörtülü kadınlar da sisteme itiraz ediyor, isyan ediyor. İran ve Rojhilat’taki isyanlarda eylemler toplumsal bir ayaklanmaya döndü. Erkekler ‘Jin, jiyan, azadî’ demeye başladı. Konferansta, İran'daki kadın mücadelesini sadece selamlayan, dayanışma içerisinde olan bir pozisyonda olmamamız gerektiği de belirtildi. Ortak mücadelenin önemi açığa çıktı ve İran’daki mücadeleden aldığımız ilhamın konferansı da güçlendirdiği, ütopyalarımızı gerçekleştirmek için bir adım olduğunu ifade ettik.
 
21’inci yüzyılda, kapitalist sistemin durumunu da göz önünde bulundurursak ortak kadın mücadelesi nasıl bir öneme sahip oluyor?
 
 
 ‘21’inci yüzyılın kadın özgürlük yılı olacağını’ sadece biz değil sistemin kendisi de buna ikna. Bunun için çok hoyratça saldırıyor, kendine göre bazı düzenlemeler yapıyor.
 
Kürt kadın hareketi, ‘21’inci yüzyılın kadın özgürlük yüz yılı olacağı’ belirlemesine inandığı için bu yüz yıl içerisindeki uluslararası düzeyde kadın hareketleriyle ortaklaşma stratejisi de biraz buna denk geliyor. Buna inanıyoruz. Sistemin bu yönlü hoyratça ve vahşice kadına karşı saldırısı da bunun bir örneği. Aynı zamanda sistem, kadın mücadelesinin yanındaymış gibi yaparak mücadeleyi pasifize etmek için birçok yol ve yöntem kullanmaya başladı. Kürtaj yasağına karşı mücadelede çeşitli yasaları getirerek bunu yaptı. Ya da yasalarda bazı düzenlemelere giderek yapıyor. Yani, ‘21’inci yüzyılın kadın özgürlük yılı olacağını’ sadece biz değil sistemin kendisi de buna ikna. Bunun için çok hoyratça saldırıyor, kendine göre bazı düzenlemeler yapıyor. 2022 yılının sonuna doğru böylesi bir konferansın gerçekleştirilmesi şöyle bir şeyi de açığa çıkardı; kadınların mücadeleleri son yıllarda ortaya çıkmadı, son yıllarda birçok yerde kadınlar tarafından toplumsallaşan mücadeleler vardı. Fakat öncülük olmadığından ya da ne istediğimizi iyi belirlemediğimizden, alternatif bir örgütlenme ve sistem yaratamadığımızdan ötürü yürütülen mücadeleler kendi döneminde kaldı. Evet o mücadeleler yürütüldü fakat elde edilen sonuç ve kazanımlar ortak kazanıma dönüştürülemedi.
 
 Kadınların öncülüğünde yürütülüp de ortak bir kazanıma dönüşen mücadeleler olmadı mı hiç? 
 
Bu bilinçle verilen mücadeleler tabi ki oldu. Mesela Rojava’daki ‘Kadın Devrimi’nde kadınlar; ‘Burada sadece toprakları değil, kadınları da özgürleştirdik’ dedi. ‘Kadın özgürlüğünün toplumun özgürlüğü olduğunu’ sıkça ifade ettiler. Fakat ‘dünyanın birçok yerinde kadınlar hala hakları için sisteme karşı mücadele ediyorsa ve özsavunma sistemi hala yoksa özgürüz diyemeyiz’ dediler. Dolayısıyla bu mücadelelerin, deneyimlerin bir yerde birikip bunun ortak bir mekanizmaya dönüşmesi gerekiyor. Ortak mekanizmaya dönüştüğü zaman kazanımları koruyabiliriz. Kürt kadınları sıkça şunu söylüyor; ‘en büyük özsavunmamız silahımız değil öz örgütlülüğümüzdür.’ Çünkü kendisine ait sistemi, alternatifi var. ‘Ne var olan sistemin bir parçası, ne de sisteme alternatif olarak çıkan bir sistem, biz üçüncü yoluz’ diyoruz. Kadın öncülüğünde oluşturulan, pratikleşen alternatif bir kadın sistemi. Mekanizmasını oluşturacak, araç ve yöntemleriyle kendi sistemini şekillendirecek tamamıyla bağımsız bir kadın örgütlenmesinden bahsediyoruz. Tabi bu 1-2 yıl içerisinde gelişecek bir durum değil ve yürütülen tartışmalar konferansla birlikte tartışma olmaktan çıktı.
 
Konferansta nasıl kararlar alındı ve hangi mesajlar açığa çıktı?
 
1’inci Uluslararası Kadın Konferansı’nın sonuç bildirgesi ve alınan kararlar bu yıl açısından da geçerli. Pandemiden kaynaklı önümüze koyduğumuz hedeflerin hepsini gerçekleştiremedik. Yerele dayalı, dünyadaki tüm kadın mücadelelerinin bir araya geldiği bir ağ kuracaktık. Herkesin kendini sorumlu gördüğü tek bir perspektifle işletilecek bir ağ olacaktı. Kısmi olarak yapıldı. Aldığımız esas kararlardan biri de kadınların ortak direniş cephesini oluşturmak oldu. Ama direniş tek başına yetmez, kendi öz örgütlüğünü, alternatifini de oluşturmak gerektiği fikri açığa çıktı. Başka alternatifin olmadığını dayatan sisteme karşı alternatifin olduğunu ve bu alternatifin sadece kadınlar için değil tüm toplum için bir direniş cephesi olduğunu göstermek gerekiyor. Bu uzun vadeli hedefimiz. Konferansta ayrıca kadınlar olarak, yöntemlerimizi ve araçlarımızı oluşturmazsak var olan sistemi yok edemeyeceğimizi de anladık, bu net bir şekilde açığa çıktı. Dünyanın birçok yerinde kadınların yürüttüğü mücadeleleri sadece selamlayan değil dayanışmayı somutlaştırmaya yönelik karar açığa çıktı. Başka ülkelerde, kıtalarda yürütülen mücadelelerin diğer her yerde sahiplenmesi kararı alındı.
 
Şengal’den kadınlara vize verilmediği için konferansa katılamadılar ama video gönderdiler. Gönderdikleri mesajlarında da bu durumu net bir şekilde belirtiler. Mesajda, ‘Êzidî kadınlar olarak erkek egemen sistemin en kirli yüzü olan DAİŞ’ê karşı verdiğimiz mücadele sadece kendimiz için değil, tüm kadınlar için mücadele verdik ve insanlığı bu beladan kurtardık’ dediler. Diğer yandan Rojava’dan gelen kadınlar, alternatif sistemin hala tehlikelerle saldırılarla karşı karşıya oluğunu, bu sistem oluşturulurken tüm dünyaya umut olduğunu, bu nedenle DAİŞ’in yargılanmasına yönelik talebin tüm kadınlar tarafından sahiplenmesi gerektiğini söylediler. Latin Amerika’dan gelen kadınlar, yürüttükleri toprak mücadelesinden bahsettiler. Bu mücadelenin tüm kadınları ilgilendirdiğini ifade ettiler. Hindistanlı kadınlar yine aynı talepte bulundu.  Ortak mücadelenin şart olduğu net bir şekilde konferansta açığa çıktı ve alınan temel karar bu oldu.  
 
Konferanstaki konuşmanızda, "Geleceğimizi nasıl inşa edeceğimize biz karar veriyoruz. Sistemi kökten yenilgiye uğratacak bir rotaya ihtiyacımız var. Bunun için gücümüzü ve enerjimizi bir yerde biriktirmenin, bu adımı atmanın zamanı geldi" dediniz. Bahsettiğiniz rotaya dair ortak bir irade çıktı mı konferanstan?
 
 
 Kadınlar, rotasını çizdi diyebiliriz. Hedefimiz kurumsallaşmış kadın örgütlenmesi. Demokratik, kolektif bir şekilde mücadele etmenin kurumsallaşması gerekiyor. Kolektif aklı, mücadeleyi bir arada tutacak bir strateji hedefleniyor.
 
Bu konuşmaya şekil veren aslında konferanstaki kadınların heyecanı, kararlılığı ve kendi geleceklerini örmeyi nasıl istediklerinin yalın haliyle açığa çıkmasıydı. Benim açımdan en çarpıcı başlık, ‘nasıl yaşamalı’, ‘nereden başlamalı’ ve ‘ne yapmalı’ başlıklarıydı. Konferansta hakikate gidecek olan cevap, bunun yol ve yöntemlerinin olduğuna dair net irade ve beyan açığa çıktı. Kurmak istediğimiz sisteme, hayallerimize dair yol ve yöntemlerin nasıl olacağını tartışacağız, belirleyeceğiz. Enerjimizi, öz yönetim, alternatif sistem oluşturmak için biriktirmeliyiz. Bize dayatılan sistemleri kökten yok edebilmek için dünyanın birçok yerinde yürütülen mücadeleyi, enerjileri bir araya getirerek, biriktirip köklü bir mücadele yürütmeliyiz. Birinci ve ikinci konferans da bu niteliği taşıyordu. Kuşkusuz kadınlar, bu anlamda rotasını çizdi diyebiliriz. Hedefimiz kurumsallaşmış kadın örgütlenmesi. Demokratik, kolektif bir şekilde mücadele etmenin kurumsallaşması gerekiyor. Kolektif aklı, mücadeleyi bir arada tutacak bir strateji hedefleniyor. Bunlar açığa çıktı ama işimiz daha çok. Bunun ilk adımları atıldı. Şimdiye kadar sistem, bize ne yapmamız gerektiğini söyledi bu konferansla birlikte öz gücümüzü açığa çıkardık ve ne yapmamız, nasıl yapmamız gerektiğine biz karar veriyoruz. Berlin gibi bir yerde hiçbir devletin, uluslararası kurumun ne maddi ne manevi desteğine ihtiyaç olmadan bu konferansı kendi öz gücümüzle gerçekleştirdik. Rotamız budur.
 
MA / Zemo Ağgöz 

Diğer başlıklar

02/12/2022
10:39 Özgür Gazeteciler Cemiyeti’nin açılma talebine ret
10:06 Sınırda bir göçmen donarak yaşamını yitirdi
09:57 ÖDEF kurucusu Turgut: Çözüm için üçüncü bir yola ihtiyaç var
09:35 Gazeteciler 35 gündür tutuklu: Savcı izinde, itiraz işleme alınmadı!
09:30 CPT, 2 bin 394 km yol katediyor, 124 km uzaklıktaki avukatlara ise izin verilmiyor
09:29 Ekolojist Aksu: Savaş Kurdistan coğrafyasını zehirliyor
09:23 Aykol: Özgür Basın susturulamadı, daha da büyüdü
09:14 HDP Yerel Yönetimler yol haritasını belirlemek için toplanıyor
09:11 Aydın: Tecritten vazgeçilmediği sürece kaos devam edecek
09:09 Mehmet Öcalan: Devlet 'CPT protestosunu' dikkate almalıdır
09:09 Korucular çekiçle saldırdıkları yurttaşı ağır yaraladı
09:08 2 kez cezası bozulan hasta tutuklu tahliye edilmiyor
09:01 İranlılar bu kez inkılaptan azadîye giden yolu açmakta kararlı!
09:00 02 ARALIK 2022 GÜNDEMİ
09:00 QSD’den el-Kureyşi açıklaması
01/12/2022
22:30 12 yıllık tutuklu Yağız'ın infazı yakıldı
22:01 Yemek parası ödeyemeyen öğrenciler yurttan çıkarıldı!
21:36 Özerk Yönetim Genel Meclisi olağanüstü toplandı
20:09 Fincancı için Özgürlük Nöbeti
19:23 Türkiye'nin saldırılarında katledilenler anıldı
19:18 Akat Ata: Kürt sorunu çözülürse iktidar bir gün siyaset yapamaz
18:20 Kuzey ve Doğu Suriye'de camii hedef alındı
17:56 Gözaltılara tepki: 'Jin, jiyan, azadî' demeye devam edeceğiz
17:29 Demirtaş: Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu siyasetini etkileyecek misyonu var
16:47 Qamişlo'da binler Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için yürüdü
16:38 Dumlu Cezaevi’nde pencerelere tel örgü çekildi
16:30 Kadınlardan videolu ‘Savaşa Hayır’ çağrısı
16:18 Ereğli Cezaevi’nde 3 tutuklu daha açlık grevine girdi
16:15 Êlih Barosu’na Abdullah Öcalan için başvuru
15:45 Fincancı’dan mektup: Adli tıp uzmanı olarak değerlendirme yaptım
15:25 30 yıllık tutuklu cezaevinden çıkmadan gözaltına alındı
15:16 Emek ve Özgürlük İttifakı'nın Adana buluşmasına çağrı
15:16 Sağlık emekçileri: Bütçe savaşa ve ranta kullanılıyor
14:54 Tutuklu yakınları: Barış Öcalan'ın elinde
14:35 İzmir'de doktora saldırı tepkisi
14:23 Gazeteci Kural’a ters kelepçe yapan polislere ‘ödül’ gibi ceza!
14:19 DİSK’in İstanbul Bölge Temsilciliği açıldı
14:17 ÖHD’den Abdullah Öcalan için Mersin Barosu'na başvuru
14:02 'Çeşme projesi kararlı mücadele sonucu iptal edildi'
14:01 40 kadına yürüyüş davası: Eylemimiz meşru ve yasal
13:51 36 saat kelepçeli tutulan kadınlara Ankara Emniyeti’nde işkence
13:48 Kobanê ve Eyn Îsa’ya saldırı
13:38 Baro başkanını gözaltına alan polislerde 'kusur' bulunamadı!
13:37 Kobanê Davası: AİHM kararının tercümesi dosyada var mı?
13:22 Sözler tutulmayınca işçiler yeniden eyleme başladı
13:02 Tecride karşı Amed ve Wan’da kitlesel yürüyüş yapılacak
12:58 Gazeteci Zübeyde Sarı beraat etti
12:47 Lice’de ağaç oyuklarına fotokapan yerleştirildi
12:45 ‘Hayvanların barınaklara hapsedilmesi çözüm değil’
12:32 Şenyaşar ailesinden Erdoğan ziyaretine dair mesaj
12:02 Günay’dan Adalet Bakanlığı'na: İmralı başvurularına yanıt verin
11:47 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:32 Sincan Kadın Cezaevi’nde tutuklu Kurt’un infazı engellendi
11:16 HDP Kadın Meclisi: Tecride karşı direnişten vazgeçmeyeceğiz
11:15 İmralı'daki Veysi Aktaş'ın babasının cenazesine katılmasına izin verilmedi
11:09 Tutuklu yakınları: Bu ülkede adalet yok
10:34 Savcının tacizde bulunması haberine erişim engeli
10:29 Ekolojik talana onay veren belediye başkanı şikayet edildi
10:16 HDP'li Taşçıer: Kürt kazanımları hedefte
10:04 Emek ve Özgürlük İttifakı halkla buluşuyor: Başka bir dünya mümkün
09:51 Adalet Bakanlığı’na başvuran Koçyiğit: Abdullah Öcalan’la görüşmek istiyoruz
09:41 Yeni Yaşam Kadın Eki’nin 51’inci sayısı yayınlandı
09:17 İranlı gazeteciler son durumu anlattı: Direniş devrime dönüştü
09:16 HDP'den Kürtçe kurs
09:15 İzmir Barosu suç duyurusunda bulunacak: Barınaklarda şiddet rutinleşti
09:14 Erdoğan’ın idam sözleri Demirtaş için suça konu oldu!
09:12 Kadınlar şiddete biat etmiyor
09:09 'Barolar sorumluluklarını yerine getirmeli'
09:08 Av. Öyke: Çözümsüzlükten beslenenler tecridi sürdürüyor
09:06 Mimar Giritlioğlu: Türkiye’de tapu erkeklerin elinde
09:02 Jîna’nın memleketi Seqiz’de herkesin kafasında aynı soru
09:00 01 ARALIK 2022 GÜNDEMİ
30/11/2022
23:15 Avrupa kentlerinde saldırı protestoları
23:07 KNK: CPT ve Avrupa Konseyi sorumluluğunu bir an önce yerine getirmeli
21:48 Heyva Sor’dan Rojhilat için yardım kampanyası
21:12 HDP’li Eşbaşkan Karasu tutuklandı
21:09 Ceyhan’da halk buluşması: Bu yüzyıl Kürt halkının yüzyılı olacak
20:58 2 korucunun yargılandığı tecavüz davası görüldü
20:45 Gözaltına alınan 18 kadın Ankara’ya getirildi
20:06 KESK’ten Ankara’da yapılacak bütçe mitingine çağrı
19:55 ÖHD Colemêrg Şubesi'nden Abdullah Öcalan için başvuru
19:35 Kadınlar polis şiddeti ve gözaltıları protesto etti
19:32 DAİŞ lideri el-Kureyşi'nin öldürüldüğü duyuruldu
19:01 Bir uzman çavuş hayatını kaybetti
18:56 Açığa alınma protestosu: AKP politikalarına boyun eğmeyeceğiz
18:50 Acar’ın cenazesi Cizîr’de defnedildi
17:14 Barış Anneleri İnisiyatifi’nden gözaltılara tepki
17:02 Tutuklu yakınları: Tecrit kaldırılsın, Öcalan’la görüşme yapılsın
16:47 İran İnternational: Hamaney rejim güçlerinin başarısızlığını eleştirdi
16:40 Ginko Kitap: TÜYAP katılımı imkansız hâle getirdi
16:33 Kazadan yaralı kurtulan mülteciler: Kelepçeliydik
16:14 Vekillere ‘İstanbul Sözleşmesine dönün’ mektubu
16:03 Manisa'da gözaltıların tümü serbest
15:52 Kadınlara şiddet uygulayan polisler hakkında suç duyurusu
15:35 HDP'den asgari ücret kampanyası: 12 bin 500 TL
15:33 Amed Tahir Elçi Stadyumu için kanun teklifi
15:04 Türkiye'nin saldırıları 10'uncu gününde
14:52 Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Veysi Aktaş için başvuruda bulundu
14:39 Gözaltılara tepki: Kadın mücadelesi yargılanamaz
14:37 Uzman raporuna rağmen cinsel taciz failine beraat
14:35 Milli parkta ağaç kesen müdür görevden alındı
14:33 Afganistan'da patlama: En az 15 ölü
14:23 Acar’ın cenazesi 185 gün sonra verildi
14:21 Kadın işçiye çıplak arama dayatması protesto edildi
14:12 Kongra Star’dan CPT’ye tecrit çağrısı
14:07 Demirtaş'tan Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
13:56 KESK ‘seçim değil, geçim bütçesi’ mitingi düzenleyecek
13:50 'Zorunlu emeklilik uygulaması kaldırılsın'
13:44 DTK ve DBP’den KDP-T’ye ‘ittifak’ ziyareti
13:41 Şenyaşar ailesi 632 gündür adalet arıyor
13:32 Fincancı'ya dayanışma kartı: Sürdürdüğü hakikat mücadelesinden onur duyuyoruz
13:14 Cizîr’de bir kişi aracında ölü bulundu
13:12 Wêranşar'da ‘istismar sanığı tutuklansın’ talebine ret
13:11 Irak Başbakanı Sudani'nin Tahran temasları sürüyor
12:22 131 aydın ve aktivistten açık mektup: Kimyasal kullanımını araştırın
12:17 UNESCO Amida ve surları inceledi
11:37 Amedspor taraftarı ‘Tahir Elçi Stadyumu’ adını kullanacak
11:19 Saliha Aydeniz ve HDP'li vekillerden İmralı başvurusu
11:09 Tutuklu yakınları: Direnmeye devam edeceğiz
11:08 Mersin'de 2 kişi gözaltına alındı
10:45 Buldan’dan İmralı çağrısı: Muhatabımız devlettir, derhal açıklama yapılmalı
10:36 Açlık grevindeki tutuklu Elazığ Cezaevi'ne sevk edildi
09:49 TJA’lılar: Kadınların birliği iktidarı korkuttu
09:36 ‘Külliye inşaatının sürmesi mevzuata aykırı’
09:13 Savcı, Fincancı’nın uzmanlık alanını görmezden geldi
09:11 Sincan Cezaevi’nde doktor muayenesi: Uyu geçer!
09:10 Beyninde tümör bulunan Özbek tahliye edilmiyor
09:09 Abdullah Öcalan: Devlet yanlış oynuyor, avukatlarımla görüşmek istiyorum
09:09 Hayvanseverler: Şiddetin arkasında örgütlü nefret dili var
09:08 PYD'li Ehmed Xoce: Kobanê saldırısı Erdoğan'ın sonu olur
09:07 Tecrit ve savaşa karşı birleşik mücadele çağrısı
09:06 Yılmaz: Ortadoğu'da yeni bir ittifak kuruluyor
09:04 Alevi yurttaşlar: Aleviler Kültür Başkanlığı'na sığmaz
09:01 Bokan'da 5 günde 11 kişi öldürüldü: Geleceğimiz için geri çekilmeyeceğiz
09:00 30 KASIM 2022 GÜNDEMİ
08:54 Abdullah Öcalan'dan Yunanistan'a dava
07:59 TJA aktivisti Zeynep Boğa gözaltına alındı
29/11/2022
22:46 Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar sürüyor
20:26 Gever’de gözaltına alınan 16 kişiden 3’ü tutuklandı
20:13 İstanbul’da gözaltı protestosu: Korkun bizden!
19:44 İzmir'de erkek şiddeti: 1 ölü, 2 yaralı
19:16 DBP: Öcalan bu tavrıyla halkları sorumluluk almaya davet etmiştir
19:12 İzmir’de Fincancı için özgürlük nöbeti
18:29 İran İnsan Hakları Örgütü: Protestolarda 448 kişi katledildi
18:12 Riha Tabip Odası'nın nöbeti ikinci haftasında
17:58 HDP Kadın Meclisi toplantısı sona erdi
17:54 Amed’de gözaltılara tepki: İktidarların faşizmini kadınlar yıkacak
17:23 ÖHD, Öcalan için İzmir ve Şirnex Barosu'na başvurdu
17:17 25 Kasım'da gözaltına alınan 2 kadın sınır dışı edilecek
17:06 Gözaltılar Êlih’te protesto edildi