WAN - Tutuklanan ve yerine kayyım atanan Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’a verilen ceza, "yargılama usulüne uygun yapılmadı, savunma hakkı kısıtlandı, siyasi partinin çalışmaları örgüt çalışması olarak değerlendirildi" gerekçeleriyle bozuldu.
Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış, 3 Haziran 2024 tarihinde gözaltına alındıktan sonra görevden uzaklaştırıldı ve yerine kayyım atandı. Akış, 2014 yılından bu yana devam eden davanın 5 Haziran'da görülen karar duruşmasında, "örgüt yöneticisi olmak" iddiasıyla 19 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. İçişleri Bakanlığı ise bu karara dayanarak belediyeye kayyım atamıştı. Yine Akış ile birlikte yargılanan 11 siyasetçiden İzzet Belge, Hıfzullah Kansu, Kadriye İlbaş, Mikail Atan, Seyhan Şahin ve Faruk Yıldız’a “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapis, Tahir Koç, Hüsna Sağın ve KHK ile kapatılan DİHA muhabiri Hamdiye Çiftçi Öksüz’e ise yine “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti. Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından avukatlar dosyayı istinaf mahkemesine taşımıştı.
DOSYA BOZULDU
Van Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi ise yaptığı inceleme sonrası tüm dosya hakkında bozma kararı vererek yerel mahkemeye geri gönderdi. İstinaf Mahkemesi, Kürtçe konuşma çözümlemelerinin usulüne göre yapılmaması, sanıkların hangi eylemlerinin suç oluşturduğu hususu açık ve ayrıntılı bir şekilde gerekçeli karara yazılmaması, sanıkların örgütle aralarında organik bağ oluşup oluşmadığının belirlenmemesi sırasında eksik hüküm kurulması, iddianame ile ekleri okunmadan usulüne uygun şekilde savunması alınmayarak hüküm kurulmak suretiyle sanıkların savunma hakkının kısıtlanması ve son olarak sanıklar hakkında iletişim dinlenmesi kararının olup olmadığının belirtilmemesini bozmaya gerekçe gösterdi.
KÜRTÇE TERCÜME USULÜNE UYGUN YAPILMADI
İletişim tespit tutanaklarında konuşma ve yazışma dilinin Kürtçe olduğu ancak bu konuşmaların usulüne uygun çözülüp çözülmediği konusunun netleştirilmediğine dikkat çeken mahkeme, “Çözümün yargılama dili dışında başka bir dile ait olduğu belirtilen ve çözümü teknik uzmanlığı gerektirip kovuşturmanın seyrini etkileme niteliği olan bu konuşmaların usulüne uygun olarak uzman bilirkişi tarafından çözümü ve tercümesinin yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmış ise ilgili bilirkişiye ait yemin veya İl Adli Yargı Komisyonu tarafından görevlendirme tutanağı ile bilirkişi tarafından düzenlenen konuşmaların çözümüne ilişkin tercüme evraklarının getirtilmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeyip eksik araştırma ile hüküm kurulmuştur” denildi.
‘SİYASİ PARTİ ÇALIŞMALARI ÖRGÜT EYLEMİ SAYILAMAZ’
Sanıkların hangi eylemlerinin suç oluşturduğu hususu açık ve ayrıntılı bir şekilde gerekçeli karara yazılmadığına dikkat çekilen kararda, siyasi parti faaliyetleri kapsamındaki basın açıklamaları, Newroz kutlamaları ve taziye ziyaretleri gibi eylemlerin örgüt faaliyeti kapsamında kabul edilemeyeceğine dikkat çekildi. Mahkeme, “Sanıkların katıldıkları belirtilen ve örgüt propagandasına dönüşen etkinlik, basın açıklaması, cenaze definleri ve yürüyüşlere ilişkin gerçekleştirdikleri eylem ve faaliyetlerinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tek tek belirlenmesi sağlanarak sanıkların olay tarihlerindeki örgütün propagandasına dönüşen yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılıp katılmadıklarının somutlaştırılması ve böylelikle iletişim ve tespit tutanakları içeriklerinin doğrulanması gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulmuştur” ifadelerine yer verildi.
‘USULE AYKIRI HÜKÜM KURULDU’
Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış hakkında alınmış iletişimin tespitine dair bir belgenin olup olmadığına dair bir araştırma yapılmadığına dikkat çekilen kararda, bununla ilgili eksik inceleme yapıldığı kanaatine vardı. Yine Akış’a iddianame ile ekleri okunmadan usulüne uygun şekilde savunması alınmayarak hüküm kurulduğuna vurgu yapılan kararda böylelikle savunma hakkının kısıtlandığına karar verildi. Mahkeme kararında, “Akış hakkında birleşen Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyası yönünden mahkemenin ‘sanığın savunmasının alınmasında hukuki bir yarar bulunmadığı’ şeklindeki usule aykırı gerekçe ile hüküm kurularak savunma hakkı kısıtlanmıştır” denildi.
AKIŞ HAKKINDA TUTUKLULUĞA DEVAM KARARI
Tüm bu ihlallere rağmen mahkeme aynı dosyadan tutuklu bulunan Eşbaşkan Akış hakkında tutuklanmanın devamına karar verdi. Mahkeme Akış hakkındaki kararı ise şu gerekçelere dayandırdı: “Suçun niteliği, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunu gösteren dosya kapsamındaki bilgi ve belge içerikleri, yüklenen suç için hükmedilen ceza miktarı karşısında kaçma şüphesinin varlığı, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı ve atılı suç bakımından tutuklama tedbirinin orantılı bir tedbir niteliğini taşıması, tutukluluk halinin devamının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5 ve 6. maddesindeki koşullara uygun olduğu anlaşıldığından, sanığın tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamını karar verilmiştir.”
‘MAHKEMENİN POLİTİK BASKIYLA KARAR VERDİĞİ NETLEŞTİ’
Kararı değerlendiren Akış’ın avukatı Azad Özer, “Eşbaşkan Akış’ın şuan tutuklu olduğu bir dosya. Bozmaya gerekçe birçok madde gösterilmiş. Mesela Eşbaşkan Akış’ın telefonlarının hukuksuz bir şekilde uzun süre dinlendiği istinaf da teyit etti. Çünkü biz bunu sürekli ifade ettik ama mahkeme bu yönlü bir araştırma içerisine bile girmedi. Aslında istinaf yerel mahkemeye verdiği cezanın açık açık gerekçesini soruyor. Mahkemeye, ‘Sen kesinleştirmediğin bir durum ile ilgili ceza veremezsin’ diyor. Yani mahkemenin politik baskıyla bu kararı verdiği artık netleşmiştir. Bu dosyanın beraat ile sonuçlanması gerektiğine inanıyoruz. Yine eşbaşkanın tutukluluğuna devam kararı bizce hukuksuzdur ve buna itiraz edeceğiz. Önümüzdeki günlerde duruşma başlayacak ve bu hukuksuzluğu bir kez daha söylemeye devam edeceğiz” dedi.
Bozulan dosya ile ilgili yargılamanın önümüzdeki günlerde Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlaması bekleniyor.
MA/ Adnan Bilen